MASONLAR TELAŞA KAPILDILAR

Deccal sistemi olan masonluk, samimi Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin kardeş olması, birlikte hareket etmesi ve beraber dinsizliğe, materyalizme, Darwinizm’e karşı mücadele vermesini engellemek için sapkın bir sistem geliştirmiştir. Müslümanları, Hıristiyanları, Musevileri birbirlerine deccal gibi göstererek inananların birlikte hareket etmelerini engellemeye, güçlerini kırmaya çalışmaktadır. Masonluk, şu anda bu sistemi kullanarak, bir kısım saf Müslümanları, Hıristiyanları ve Musevileri ikna etmiş, kandırmış durumdadır. Masonlar, bu yöntemle iman edenleri birbirlerine düşürüp kendi saltanatlarını devam ettirmek istemektedirler. Samimi dindarları deccal gibi göstererek, kendi üzerlerindeki dikkati dağıtmaya çalışmakta, bu yolla saklanabilmekte, bazen de bunda başarılı olmaktadırlar.

Deccal, bu sinsi yöntemle Hıristiyanları bile kendi aralarında birbirine düşürmüş, birlik olmalarını engellemeye çalışmıştır. Bir kısım Evanjelikler, Katolikleri dahi deccal olarak görmektedirler. Şu anda buna inanan çok fazla sayıda Evanjelik bulunmaktadır. Hatta bazı Evanjelikler, masonların telkinlerinin etkisiyle, papalığı deccaliyet olarak tanımlamaktadırlar. Masonluk, Allah’tan korkan dindar insanların arasını ayırarak, onları birbirleriyle mücadeleye sürükleyerek zaman kazanmaya çalışmaktadır.

Deccalin ortaya attığı, gelecekte olacağı iddia edilen Armageddon savaşı da şeytani bir yorumla yorumlanmaktadır. Masonlar tarafından çeşitli yöntemlerle Ortadoğu’da sürekli kan dökülmesinin ve gerilimin artırılmasının gerekliliği ifade edilmektedir. Bunun bir ibadet olduğu söylenmektedir. Bu durum, masonluğun şeytandan aldığı ilhamla yaptığı deccaliyetin kirli, kanlı faaliyetlerinden birisidir. İleride yaşanacağı söylenen Armageddon aslında gerçekleşmiştir.
Irak; ABD, İngiltere, Avusturalya, İspanya, Danimarka ve Polonya’dan gelen askerlerle işgal edilmiş, Müslümanlardan da, Hıristiyan veya başka dinlere mensup kişilerden de sivil ve asker çok fazla insan şehit edilmiş veya öldürülmüştür. Irak’ın farklı ülkeler tarafından işgal edilmesi, Irak’ta yaşanacak katliam ve bu Armageddon savaşı hadis-i şeriflerde en ince detayına kadar bildirilmiştir:

“Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir…” (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)

Irak’ın işgalinin başladığı günden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen olayla tam olarak mutabıktır.



Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “…Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam’ın etrafında dolanacak, Irak’ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır… Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)

Hadiste bildirilen "musibetlerin Şam'ın etrafında dolaşıp, Irak'ın üzerine çökecek olması", son dönemde yaşanan Irak işgali sırasında yaşanmıştır.



“… Irak’a saldırılmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak’taki masum insanlar Şam’a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 254)

Hadiste Irak'ın yeniden inşa edileceğine dikkat çekilmektedir. Irak’ın işgalinin ardından, Irak'ta pek çok şehir yerle bir olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağma olaylarının da etkisiyle büyük bir harabeye dönüşen Irak'ın yeniden inşa edilmesi mecburi hale gelmiştir. Bu durum gazete haberlerinde de çok geniş olarak yer almıştır.



“Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın.” (Yusuf el-Makdisi, Fera İdu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar)

Hadiste haber verildiğine göre, Irak işgali sonrasında halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Gerçekten de halkın bir kısmı, işgal sonrasında hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır. Hadiste bir kısım halkın ise, yapılan zulümden dolayı bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Gazetelerde bu yönde yer alan haberler dikkat çekicidir. Hadiste halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak işgali sırasında da, çok fazla çatışma gerçekleşmiş, ve çok fazla kişi hayatını kaybetmiştir.



Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 210)

Irak işgali başlamadan önce ve işgal sonrasında onbinlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmeleri bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu konuyla ilgili de çeşitli haber ve resimlere medyada yer verilmiştir.



Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur." Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı" dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)

Irak, yabancı devletler tarafından işgal edilmiş ve hemen arkasından hadiste belirtildiği gibi, yine yabancı devletler tarafından Irak’a uzun süre ambargo uygulanmıştır.

"Irak'a ölçeği ve dirhemi verilmeyecek. Şam'a da ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Mısır'a ölçeği ve dinarı verilmeyecek. Başladığınız yere döneceksiniz" buyurdu ve üç kere tekrar etti. Buna Ebu Hureyre'nin eti ve kanı şahit oldu." (Müslim, Fiten 33, (2896); Ebu Davud, Harac 29, (3035))

"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)

Hadislerde belirtildiği şekilde işgal dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi ve yabancı devletler tarafından uygulanan ambargolar nedeniyle, halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Irak’ın işgali sonrasında Irak dinarının tedavülden kaldırılması söz konusu olmuştur. Son savaşla birlikte Irak dinarının hızla değer kaybetmesi ve tedavülden kalkması ihtimali, 2003 tarihli gazete haberlerinde geniş yer almıştır.



Deccal sistemi olan masonluk, sürekli olarak kan dökülmesini istemekte, dindarların gücünü kırarak daha da güçlenmeyi ve dünya hakimiyetini devam ettirmeyi istemektedir. Nitekim Irak’ta yapılan bu savaşta şehit edilen veya ölen çok fazla kişiden ayrı olarak çok fazla kişi de yaralanmış ve sakat kalmıştır. Evler yıkılmış, insanlar sefil perişan olmuştur. Irak’ta Saddam’ı iktidara getiren masonluk, oradaki Müslümanlara dehşetli zulüm yapıp acı çektirmiştir. Saddam da masondur, orayı işgal edenler de masondur, kan döktürenler de masondur. Acıyı çekenler ise Müslüman halk, Müslüman askerler, Hıristiyan ve Musevi askerlerdir. Bu, yalnızca mazlumları ezen, kurgulanmış, masonik bir oyundur.

Masonların bu oyunu yakında bozulacaktır. Müslümanlar da, Hıristiyanlar da, Museviler de tek Allah’a iman eden, ahirete, meleklere, cennet ve cehenneme inanan samimi dindarlardır. Allah’ın izniyle Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler, deccalin bu oyununu ittifak ederek bozacak, birlikte deccalin en büyük silahı olan masonluğu, Darwinizm’i, materyalizmi, ateizmi, faşizmi, komünizmi, ortadan kaldıracaklardır.



mesajkutusu.blogspot.com

Sitemiz kez ziyaret edilmiştir