MASON DİN ALİMLERİNİN YALANLARINA DİKKAT


Son dö­nem­ler­de ba­zı İla­hi­yat­çı­la­rı­mız, İbn Mis­ke­veyh isim­li bir za­tın fi­kir­le­ri­ni ön pla­na çı­ka­ra­rak ev­rim te­ori­si­nin sa­vu­nu­cu­lu­ğu­nu yap­mak­ta­dır­lar. Türk­le­ri aşa­ğı ırk gö­ren, “ata­la­rı­mı­zın hur­ma ol­du­ğu”nu id­di­a eden İbn Mis­ke­veyh’in fi­kir­le­ri­ni, onun “bü­yük bir alim ol­du­ğu” id­di­asıy­la uzun uza­dı­ya an­lat­mak­ta, far­kın­da ol­mak­sı­zın mil­le­ti­mi­zi bü­yük bir ya­nıl­gı­ya sü­rük­le­mek­te­dir­ler.


Ön­ce­lik­le İbn Mis­ke­veyh isim­li bu şa­hıs­tan alı­na­rak ak­ta­rı­lan “ata­la­rı­mız hur­may­dı” id­dia­sı bü­yük bir al­dat­ma­ca­dır. Tüm di­ğer can­lı­lar gi­bi, bit­ki­ler de mil­yon­lar­ca yıl bo­yun­ca de­ğiş­me­miş, ay­nı kal­mış­lar­dır. İlk bit­ki fo­sil­le­ri Kar­bo­ni­fer dö­ne­mi­ne ya­ni gü­nü­müz­den yak­la­şık 350 mil­yon yıl ön­ce­si­ne ait­tir. Ve bu dö­ne­me ait bit­ki­ler gü­nü­müz­de­ki­ler­le AY­NI­DIR. İbn Mis­ke­veyh’in ata­mız ol­du­ğu­nu id­di­a et­ti­ği HUR­MA YAP­RA­ĞI­NIN İSE, KRA­TE­SE DÖ­NE­Mİ­NE (146-65 MİL­YON YIL ÖN­CE) AİT FO­Sİ­Lİ BU­LUN­MAK­TA­DIR. Bit­ki, yak­la­şık 140 mil­yon yıl bo­yun­ca HİÇ­BİR DE­Ğİ­Şİ­ME UĞ­RA­MA­MIŞ­TIR. Za­man­la kol­la­rı ba­cak­la­rı ge­liş­me­miş, in­sa­na dö­nüş­me­miş­tir. “Ata­la­rı­mız mik­rop­tu”, “ata­la­rı­mız so­lu­can­dı”, “ata­la­rı­mız hur­may­dı” şek­lin­de za­man za­man gün­de­me ge­ti­ri­len bu tip id­dia­lar, bi­lim­sel ge­liş­me­le­rin ve de­lil­le­rin ar­tık çok iyi far­kın­da olan in­san­la­rı­mı­zı ar­tık yal­nız­ca gül­dür­mek­te­dir.


Tek bir ta­ne bi­le ARA FO­SİL OL­MA­MA­SI­NA ve can­lı­la­rın DE­ĞİŞ­ME­MİŞ ol­duk­la­rı tam 100 MİL­YON FO­SİL İLE KA­NIT­LAN­MIŞ ol­ma­sı­na rağ­men böy­le id­di­ala­rın çe­şi­ti şe­kil­ler­de gün­de­me ge­ti­ril­me­si Dar­wi­nist­le­rin 150 yıl­dır sür­dür­dük­le­ri oyu­nun bir par­ça­sı­dır. Ama ar­tık in­san­la­rı­mız BU OYU­NA GEL­ME­MEK­TE­DİR­LER.


Ev­rim fik­ri­nin Dar­win’in ön­ce­sin­den be­ri var ol­du­ğu doğ­ru­dur. An­cak Dar­wi­nizm, İbn Mis­ke­veyh de­nen şah­sın ya­şa­dı­ğı dö­nem­den çok da­ha es­ki­ler­den Sü­mer ve Mı­sır dö­nem­le­rin­den kal­ma bir PA­GAN Dİ­Nİ­DİR. Bu id­dia­ya şid­det­le sa­hip çı­kan ki­şi ön­ce­le­ri İbn Mis­ke­veyh de­ğil, ırk­çı ve fa­şist bir man­tı­ğa sa­hip olan Fİ­RA­VUN’DUR. Dar­wi­nizm fik­ri Fi­ra­vun’a ve Sü­mer­le­re şey­tan ta­ra­fın­dan il­ka edil­miş­tir. Ön­ce­le­ri pa­gan di­ni­ne men­sup bir Me­cu­si olan İbn Mis­ke­veyh ise, bu fik­ri on­lar­dan ça­lan ki­şi­dir. Fi­ra­vun dö­ne­min­den kal­ma bu sap­kın inanç, çok es­ki bir ör­güt olan ma­son­lu­ğun et­ki­si ile yay­gın­laş­tı­rıl­mış ve in­san­lar, alim kı­lı­ğın­da ki­şi­ler ta­ra­fın­dan yön­len­di­ril­miş­ler­dir. Türk­lük ale­mi­ne nef­ret bes­le­yen pek çok ate­ist Si­yo­nist, İs­lam’ı ka­bul et­miş gi­bi gös­te­ril­miş, “ün­lü İs­lam ali­mi” gö­rün­tü­sün­de ta­nı­tıl­mış ve in­san­la­rı Al­lah inan­cın­dan sap­tır­mak için yo­ğun Dar­wi­nizm pro­pa­gan­da­sı yap­mış­lar­dır. İbn Mis­ke­veyh de ma­son­la­rın ida­re­sin­de­ki bu sap­kın zih­ni­yet­te­ki ki­şi­ler­den bi­ri­dir ve ma­son­dur. Türk­le­ri ve zen­ci­le­ri aşa­ğı bi­rer may­mun ır­kı ola­rak gö­ren ve ne­cip Türk mil­le­ti­nin asil üs­tün­lü­ğü­nü ayak­lar al­tı­na al­ma­ya ça­lı­şan bu ki­şi, mil­le­ti­mi­ze nef­re­ti­ni şu söz­ler­le ifa­de et­mek­te­dir:


"...Ni­ha­yet nef­sin onun uze­rin­de­ki et­ki­si güç­le­nin­ce an­la­ma ve ayırt et­me güç­le­ri sa­ye­sin­de ve­ri­len eği­ti­mi de alır. İn­san­lık mer­te­be­si­ne ol­duk­ça ya­kın olan bu mer­te­be be­hi­mi­yet (hay­van ol­ma du­ru­mu) mer­te­be­si­dir. Ku­zey ve gü­ney­de yer­yü­zü­nün en en uzak mes­kun böl­ge­sin­de ve onun ci­va­rın­da bu­lu­nan TÜRK ve ZEN­Cİ­LER böy­le­dir. ON­LAR İLE AN­LAT­TI­ĞI­MIZ HAY­VAN­LI­ĞIN SON MER­TE­BE­Sİ ARA­SIN­DA BÜ­YÜK BİR FARK YOK­TUR. On­lar ya­rar­la­rı­na olan pek çok şe­yi AN­LA­YA­CAK DU­RUM­DA DE­ĞİL­LER­DİR. Ken­di­le­ri hik­met or­ta­ya ko­ya­ma­dık­la­rı gi­bi kom­şu mil­let­ler­de­ki­ni de ka­bul et­mez­ler. Bu yüz­den DU­RUM­LA­RI ÇOK KÖ­TÜ VE YA­ŞA­MA DÜ­ZEY­LE­RI DÜ­ŞÜK­TÜR. Gıp­ta edi­le­cek bir şey­le­ri ol­ma­dı­ğı gi­bi HAY­VAN­LA­RIN KUL­LA­NIL­DI­ĞI İŞ ALAN­LA­RIN­DA KÖ­LE Gİ­Bİ KUL­LA­NIL­MAK­TAN BAŞ­KA BIR İŞE DE YA­RA­MAZ­LAR..." (El-Fev­zü’l As­gar (Kü­çük Ba­şa­rı))


Bu söz­ler, ha­mi­yet­per­ver ve asil Türk mil­le­ti­ne yö­nel­til­miş son de­re­ce aşa­ğı­lık söz­ler­dir. Ba­zı ila­hi­yat­çı­la­rı­mı­zın övüp, fi­kir­le­ri­ne de­ğer ver­di­ği­ni söy­le­dik­le­ri bu şa­hıs, ne­cip Türk mil­le­ti­ni hay­van­lar­dan fark­sız gör­mek­te­dir. 600 yıl bo­yun­ca 3 kı­ta­ya ha­kim ol­muş ka­dir­şi­nas Türk mil­le­ti­ni, “hay­van­la­rın kul­la­nıl­dı­ğı iş alan­la­rın­da kul­la­nı­la­cak bi­rer kö­le” ola­rak ni­te­len­di­re­cek ka­dar ile­ri git­mek­te­dir (NE­CİP TÜRK MİL­LE­Tİ­Nİ TEN­ZİH EDE­RİZ). Türk mil­le­ti­nin asa­le­ti ve üs­tün­lü­ğü or­ta­da­dır. Mil­le­ti­mi­ze aşa­ğı­lık ırk, kö­le di­yen, zen­ci­le­ri in­san­dan gör­me­yen bu zih­ni­yet Fi­ra­vun dev­ri­nin pa­gan inan­cın­dan kal­ma­dır. Ma­son­la­rın et­ki­siy­le ge­li­şen bu al­çak man­tık, Dar­wi­nizm fik­ri­nin te­me­li­ni oluş­tur­muş­tur. Ni­te­kim ay­nı man­tık­ta­ki Dar­win de, soy­lu Türk Mil­le­ti­’ne “aşa­ğı ırk” ya­kış­tır­ma­sı yap­mak­tan çe­kin­me­miş­tir:


"Do­ğal se­lek­si­yo­na da­ya­lı kav­ga­nın, me­de­ni­ye­tin iler­le­yi­şi­ne si­zin zan­net­ti­ği­niz­den da­ha faz­la ya­rar sağ­la­dı­ğı­nı ve sağ­la­mak­ta ol­du­ğu­nu gös­te­re­bi­li­rim. Dü­şü­nün ki, bir­kaç yüz­yıl ön­ce Av­ru­pa, TÜRK­LER TA­RA­FIN­DAN İŞ­GAL EDİL­Dİ­ĞİN­DE, Av­ru­pa mil­let­le­ri na­sıl risk al­tın­da kal­mış­tı, bu­gün Av­ru­pa'nın TÜRK­LER TA­RA­FIN­DAN İŞ­GA­Lİ bi­ze ne ka­dar gü­lünç ge­li­yor.

Av­ru­pa ırk­la­rı ola­rak bi­li­nen me­de­ni ırk­lar, ya­şam mü­ca­de­le­sin­de Türk­le­re kar­şı ke­sin bir ga­li­bi­yet el­de et­miş­ler­dir. Dün­ya­nın çok da uzak ol­ma­yan bir ge­le­ce­ği­ne bak­tı­ğım­da, çok sa­yı­da­kı AŞA­ĞI IRK­LA­RIN me­de­ni­leş­miş yük­sek ırk­lar ta­ra­fın­dan ELİ­Mİ­NE EDİ­LE­CE­Ğİ­Nİ (YOK EDİ­LE­CE­Ğİ­Nİ) gö­rü­yo­rum." (Fran­cis Dar­win, The Li­fe and Let­ters of Char­les Dar­win, Vol. I, 1888. New York: D. App­le­ton and Com­pany, s. 285-286)


Dar­win’in zen­ci­le­re ba­kı­şı da, Fi­ra­vun dö­ne­mi­nin ay­nı man­tı­ğı­nı ser­gi­le­mek­te­dir:

"Bel­ki de yüz­yıl­lar ka­dar sür­me­ye­cek ya­kın bir ge­le­cek­te, me­de­ni in­san ırk­la­rı, vah­şi ırk­la­rı ta­ma­men yer­yü­zün­den si­le­cek­ler ve on­la­rın ye­ri­ne ge­çe­cek­ler. Öte yan­dan in­san­sı may­mun­lar da… kuş­ku­suz eli­mi­ne edi­le­cek­ler. Böy­le­ce in­san ile en ya­kın ak­ra­ba­la­rı ara­sın­da­ki boş­luk da­ha da ge­niş­le­ye­cek. Bu sa­ye­de or­ta­da şu an­ki Av­ru­pa­lı ırk­lar­dan bi­le da­ha me­de­ni olan ırk­lar ve ŞU AN­KI ZEN­Cİ­LER­DEN, AVUS­TRAL­YA YER­Lİ­LE­RİN­DEN VE GO­RİL­LER­DEN bi­le da­ha ge­ri­de olan ba­bun tü­rü may­mun­lar ka­la­cak­tır." (Char­les Dar­win, The Des­cent of Man, 2. bas­kı, New York, A L. Burt Co., 1874, s. 178)


İn­san­la­rı­mı­zın bir kıs­mı­nın “alim” di­ye­rek say­gı duy­duk­la­rı, fi­kir­le­ri­ne de­ğer ver­dik­le­ri ki­şi­ler, iş­te bu ki­şi­ler­dir. Hal böy­ley­ken bü­tün bun­la­rı gör­mez­den gel­mek ve “alim­dir, say­gı du­yu­lur” man­tı­ğıy­la ha­re­ket et­mek son de­re­ce teh­li­ke­li­dir. Her “alim” sı­fa­tı­na sa­hip ki­şi­ye say­gı du­yu­la­cak di­ye bir kai­de yok­tur. Şey­ta­nın et­ki­sin­de­ki pek çok ki­şi, or­ta­ya at­tık­la­rı fi­kir­ler­le ta­ri­he ad­la­rı­nı yaz­dır­mış ama in­san­lı­ğa hep zu­lüm ge­tir­miş­ler­dir. Marks, Le­nin, Sta­lin, bun­la­rın hep­si söz­de alim­dir. Te­rö­rist li­der­le­rin de bir kıs­mı alim de­re­ce­sin­de bil­gi­ye sa­hip­tir­ler. Ma­son pro­fe­sör­ler de alim­dir. Eğer alim­le­re say­gı du­yu­la­cak di­ye bir ku­ral var­sa, bu du­rum­da bu ki­şi­le­re de say­gı du­yul­ma­sı ge­re­kir. An­cak el­bet­te ki bir in­sa­na say­gı du­yul­ma­sı için onun “alim” sı­fa­tı­na sa­hip ol­ma­sı ye­ter­li de­ğil­dir. Bir in­san, an­cak İN­SAN Gİ­Bİ DAV­RA­NI­YOR­SA, MÜS­LÜ­MAN­CA YA­ŞI­YOR VE MÜS­LÜ­MAN­CA KO­NU­ŞU­YOR­SA ALİM­DİR. İn­san­la­ra kar­şı nef­ret do­luy­sa, İN­SAN­LA­RIN BİR KIS­MI­NI MAY­MUN OLA­RAK GÖ­RE­CEK KA­DAR AŞA­ĞI­LIK­SA, FA­ŞİST VE IRK­ÇI GÖ­RÜŞ­TEY­SE, böy­le bir in­sa­na alim de­ni­le­me­ye­ce­ği aşi­kar­dır.


Mil­le­ti­miz, ma­son­lar ta­ra­fın­dan oy­na­nan bu oyu­na kan­ma­ya­cak ka­dar ze­ki ve üs­tün bir mil­let­tir. Dar­wi­nizm saf­sa­ta­sıy­la yıl­lar­dan be­ri al­da­tıl­mış ol­duk­la­rı­nı an­la­mış­lar­dır. İn­san­la­rı­mız, YA­RA­TI­LI­ŞI İS­PAT EDEN 100 MİL­YON FO­Sİ­LİN var­lı­ğın­dan ha­ber­dar­dır­lar. TEK BİR TA­NE Bİ­LE ARA FO­SİL OL­MA­DI­ĞI­NI BİL­MEK­TE­DİR­LER. De­ğil tek bir in­sa­nın, in­sa­nın hüc­re­sin­de­ki TEK BİR PRO­TEİ­NİN Bİ­LE TE­SA­DÜ­FEN MEY­DA­NA GE­LE­ME­YE­CE­Ğİ­Nİ an­la­mış­lar­dır. Can­lı­la­rın, Rab­bi­mi­zin “OL” em­ri ile yok­tan ya­ra­tıl­dık­la­rı­nı bi­lim­sel de­lil­ler­le, açık ka­nıt­lar­la gör­müş­ler­dir. Al­lah’ın var­lı­ğı­nı açık­ça in­kar eden Dar­wi­nizm adın­da­ki bu sap­kın pa­gan di­ni, top­lu­mu­muz­da ar­tık KE­SİN OLA­RAK RED­DE­DİL­MEK­TE­DİR. Top­lu­mu­mu­za em­po­ze edil­me­ye ça­lı­şı­lan “Al­lah can­lı­la­rı ev­rim ile ya­rat­tı” ya­la­nı, Dar­wi­nizm’in 21. yüz­yıl­da­ki ye­nil­gi­si­nin ar­dın­dan, ta­raf­tar bu­la­bil­mek için ma­son­la­rın üret­ti­ği ye­ni bir ya­lan­dır. Ku­ran’da­ki izah­la­ra tam an­la­mıy­la ters dü­şen, bi­lim­sel de­lil­ler­le ke­sin ola­rak ya­lan­lan­mış olan, tek bir ara fo­sil ile bi­le des­tek­len­me­miş olan bu id­dia­nın tu­za­ğı­na hal­kı­mız düş­me­mek­te­dir. Hal­kı­mız me­lek­le­rin, cin­le­rin ev­rim­le ya­ra­tıl­ma­dı­ğı­nı, yı­la­na dö­nü­şen Hz. Mu­sa’nın asa­sı­nın ev­rim­le şe­kil de­ğiş­tir­me­di­ği­ni bil­dik­le­ri gi­bi can­lı­la­rın da ev­rim­le oluş­ma­dı­ğı­nı bil­mek­te­dir­ler. Ar­tık mil­le­ti­miz üze­rin­de oy­nan­ma­ya ça­lı­şı­lan oyun­lar sü­rek­li ola­rak bo­şa çık­mak­ta­dır. SOY­LU TÜRK HAL­KI AR­TIK KAN­DI­RI­LA­MA­MAK­TA­DIR.


146-65 milyon yıllık hur­ma ağa­cı yap­ra­ğı fo­si­li.

Gü­nü­müz­de­ki hur­ma ağa­cı yap­ra­ğı.

354 – 292 milyon yıllık eğrelti otu fo­si­li günümüzdekinin aynısı olarak bitkilerin evrimleşmediğinin delilidir.

Günümüzdeki eğrelti otu.


Dar­win’in, Türk Mil­le­ti hak­kın­da­ki he­ze­yan­la­rı­nın yer al­dı­ğı “Char­les Dar­win’in Ha­ya­tı ve Mek­tup­la­rı” isim­li ki­ta­bı­nın gi­riş say­fa­sı. Ki­tap Dar­win’in oğ­lu Fran­cis Dar­win ta­ra­fın­dan ha­zır­lan­mış­tır.

Ha­run Yah­ya Kül­li­ya­tı, Ev­rim Te­ori­si­nin Çö­kü­şü­nü

Or­ta­ya Koy­mak­ta, Ya­ra­tı­lış Ger­çe­ği’nin

De­lil­le­ri­ni Ser­gi­le­mek­te­dir


Ya­za­rın bu­gü­ne ka­dar ka­le­me al­dı­ğı ki­tap­la­rı­nın sa­yı­sı yak­la­şık 300’dür. Bu ki­tap­lar 48.000 say­fa ve 35.500 re­sim­den oluş­mak­ta­dır. Bun­la­rın 7.000 say­fa ve 6.000 re­sim­lik bö­lü­mü Ev­rim Te­ori­si­nin çö­kü­şü­nü ko­nu al­mak­ta­dır.

Ad­nan Ok­tar'ın, Ha­run Yah­ya müs­te­ar is­mi ile ka­le­me al­dı­ğı ki­tap­la­ra ve bun­lar­dan ya­rar­la­nı­la­rak ha­zır­la­nan bel­ge­sel­le­re, www.ha­run­yah­ya.org, www.ha­run­yah­ya.net, www.ha­run­yah­ya.com ve www.ha­run­yah­ya.tv ad­res­le­rin­den üc­ret­siz ola­rak ula­şa­bi­lir­si­niz.

GLO­BAL YA­YIN­CI­LIK Si­PA­RiŞ HAT­TI 0212 444 444 1


mesajkutusu.blogspot.com

Sitemiz kez ziyaret edilmiştir