“Komünizm ve faşizmde, zincirleme korku ile taraftar toplanılır. Çoğunluğun komünist olduğu yerde, korkudan herkes ‘komünistim’ der”

“Komünizm, zincirleme korkuya dayanır. Mesela adam PKK’dan çekindiği için namaz kılmıyor, korkuyor, oruç tutmuyor. Allah’tan bahsetmiyor, camiye gitmiyor. PKK’dan çekindiği için, ‘komünist olduğunu’ söylüyor. Sonra kendini de inandırıyor komünist olduğuna. “Ben niye komünist  olmayayım ki,  ne çıkarımla çatışacak ki?” diyor. Sonra hakikaten de komünist oluyor. İnsanlar zayıftır. Telkinle komünist olur. Onun için kültürel, ilmi, bilimsel çalışmanın dışında komünizmle, PKK ile mücadele olmaz.”

 Komünizmde tetikleme metodu vardır. Mesela adamlar 10 kişi komünistlerse, 30 kişi bir topluluk içerisine girdiklerinde, o topluluk da “biz de komünistiz” diyor korkudan. O 30 kişi, başka 60 kişilik bir topluluğun içine girip “biz komünistiz” diyorlar. Halbuki korkudan komünist olmuşlar. 60 kişi de, zincirleme korkudan, “biz de komünistiz” diyorlar. O 60 kişi, 600 kişinin içine giriyor. Onlar da “Biz de komünistiz” diyorlar.

 Komünizm, zincirleme korkuya dayanır. Çünkü aksini söylediğinde başı belaya girecek diye düşünüyor adam. “Ne olacak, komünist olduğumu söyleyeyim, kurtulayım” der. Çok büyük bir tehlikedir. Zincirleme komünizm yayılıyor Güneydoğu’da. Mesela adam namaz kılmıyor, korkuyor, PKK’dan çekindiği için oruç tutmuyor. Allah’tan bahsetmiyor. Camiye gitmiyor, PKK’dan çekindiği için, komünist olduğu söylüyor.  Ve komünizme inanmak istiyor, inanmak isteyince de inanıyor bu sefer. Yani önce korkuyla ortaya çıkan komünist kafa, bu sefer gerçekten onu komünist olmaya sürüklüyor. Hakikaten komünist oluyor o zaman. Önce korkarak başlıyor. Sonra gerçekten öyle oluyor.

 Mesela İtalya’da da, faşizmde de öyledir. İtalya’da faşistler, kara gömlekliler mahalleye geliyorlar. “Biz faşistiz, siz nesiniz?” diyorlar. Onlar da “Aa, biz çoktan beri faşistiz” diyorlar. “Asıl faşist biziz” diyorlar. Adamlar hiçbir şekilde kabul etmedikleri halde, bir anda “faşistiz” diyor, ondan sonra da kendini de inandırıyor faşist olduğuna. “Ben niye faşist olmayayım ki?”, “Ben niye komünist  olmayayım ki?” diyor.  “Ne çıkarımla çatışacak ki?” diyor. Hakikaten de komünist oluyor. Ankara’da öyleydi eskiden; liselere üniversiteden mesela geliyor okula, komünistlerin kontrolünde okul. “Sen hangi görüşe sahipsin?” diyor. “Ben sol görüşe sahibim” diyor. “Biz de zaten öyle olduğunu düşünüyorduk” diyor. “Zaten başka insancıl bir düşünce olamaz ki” diyor. “Tabi ki hepimiz komünistiz” diyor. Adam “ben burada 5 sene okuyacağım, hep komünist olarak takılacağıma, komünist olayım bari” diyor.

 Allah ayette belirtmiş, -kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım-; “insan zayıf olarak yaratıldı” diyor: “Allah (ağır yükleri) sizden hafifletmek ister: (Çünkü) insan zayıf olarak yaratılmıştır.” (Nisa Suresi, 28)

 İnsanlar zayıftır. Telkinle komünist olur. Onun için kültürel, ilmi, bilimsel çalışmanın dışında komünizmle, PKK ile mücadele olmaz. Bak Yaratılış Atlası’nı kardeşlerimiz götürdüler, camilere koydular. Ondan sonra o camiye komünist bir PKK’lının girdiğini düşün. Açtı kapağını, 3-4 sayfasına baktı. Artık nasıl komünist olsun. Artık inanamaz ki, istese de inanamaz. Gözüyle görmüş çünkü. Kendiyle mücadele etse bile, gücü yetmez. Beyni kabul etmez, beyni isyan eder.  Onun için önce beynini ele geçirmek gerekir.

 Allah onun için, şeytandan Allaha sığınırım, “Hakkı batılın üzerine fırlatırız, onun beynini darmadağın eder” diyor: “Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size.” (Enbiya Suresi, 18)

 Onun için insanların önce beynini ele geçirmek lazım. Beynini ele geçirmek nasıl olur? Yaratılış Atlası’nı önüne koydun mu, 3-5 sayfasına baktı adam, fotoğrafları gördü, baktı değişmemiş. Şimdi istediği kadar debelensin, çırpınsın. Beynin öyle bir özelliği vardır ki, insan istediği kadar debelensin, hafızasına aldığı bir şeyi bir  daha bırakmaz. Adam “unutmak istiyorum” diyor, beyni de “hadi oradan” der. Adam “ben inanmak istemiyorum” diyor. Beyin “bırak şimdi bunları” diyor. “Sana hakim olan benim” diyor. “Gördün, doğru olduğunu da, biliyorsun. Boş yere debelenme” diyor. Beynine mağlup olur insan. Komünist olma düşüncesinde de, İslam düşüncesinde de insan beynine taraftar olur. Beyniyle dost olur. Bizim kitaplarımızı okuyanlar, eğer yanlış taraftalarsa bile mecburen beyinlerine teslim olurlar.  (Adnan Oktar, Ocak 2013, A9 TV)