Dokularda artan çalışma hızına bağlı olarak o dokunun kan akışı artar. Örneğin kaslarımızdaki çalışmada 8 katlık bir artış kaslara olan kan akışını derhal 4 katına çıkarır.
Oksijen kullanılabilirliğinin azalması kan akışını arttırır. Örneğin yükseklere çıkıldığında oksijen azalınca buna bağlı olarak dokulara kan akışı önemli ölçüde artar.
Dokularda oksijen ve besin maddelerine olan talepte yükselme olması küçük atardamarların ve kılcal damarların büzücü kaslarında gevşeme meydana getirir ve o dokunun kanlanması böylece sağlanmış olur.
Tüm bu mekanizmalar biraraya gelerek, hayatımız boyunca bizim haberimiz bile olmadan vücudumuzdaki her bir hücreye tam ihtiyacı olan kanın ulaşmasını sağlarlar. Şimdi şu soruları soralım.
- Hücrelere gitmesi gereken oksijen ve besin miktarını ayarlayan kimdir?
- Belirli bazı maddeler biriktiğinde damarların ne kadar gevşemeleri gerektiğini ayarlayan kimdir?
- 100 trilyon hücrenin her birine gereken maddeleri akılalmaz bir damar ağı ile ulaştıran kimdir?
- Damarların çeperlerine, onların çapını değiştiren kasları yerleştiren ve bu kasların ne kadar kasılması gerektiğini ayarlayan kimdir?
"Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir, Allah, yaptıklarınızı görendir."