Vücudumuzdaki Sıcaklık Ölçme Teknolojisi

Vücudumuzdaki Sıcaklık Ölçme Teknolojisi
Sıcaklık ölçen elektronik cihazlar, çevremizdeki ısının derecesini sayısal bir değer veya elektrik sinyali olarak belirlerler. Vücudumuzda ise soğuk ve sıcak olarak algılanan iki farklı his vardır. Ancak bu sadece genel bir sınıflandırmadır. Çünkü vücudumuz sıcak ve soğuğu tıpkı elektronik cihazlar gibi birtakım derecelere ayırır. Biz de çevremizi çok sıcak, ılık, serin, soğuk, çok soğuk gibi terimlerle tanımlarız.

Vücudumuzda gözle görülmeyen küçüklükteki moleküllerden oluşmuş sıcaklık ölçerler, uzun araştırmalar sonucu üretilen tüm sıcaklık ölçerlerden daha küçük olduğu halde bunların tümünden çok daha yüksek bir teknolojiye sahiptir. Yüce Allah’ın üstün aklının delillerinden yalnızca biri olan bu sistem, özellikle son beş yıldır bilim adamları tarafından titizlikle incelenmektedir. Yapılan araştırmalarla vücudumuzda altı çeşit sıcaklık ölçer tespit edilmiştir. Ancak araştırmalar devam ettikçe bu sayının artması beklenmektedir.

Vücudumuzdaki Sıcaklık Değerlerini Saptayan Moleküller

Yüce Allah tarafından vücudumuza özel olarak yerleştirilmiş olan bu küçük sıcaklık ölçerler sayesinde çok farklı sıcaklıklara duyarlı hale geliriz. Bu algılar sayesinde soğukta üşüdüğümüzü, çorba içtiğimizde çorbanın sıcaklığını, dondurma yediğimizde dondurmanın serinliğini hissederiz. Kısacası bu alıcılar hayatımıza apayrı bir boyut katar. Kuşkusuz bu durum Yüce Allah’ın kullarına bahşettiği mükemmel bir nimettir. Çünkü bazen bu alıcılar, yaşamımız için son derece kritik bilgiler taşırlar. Örneğin elimizi sıcak bir cisme değdirdiğinizde şiddetli bir acı duyarak, aniden elimizi sıcak cisimden çeker, bu sayede yanmaktan kurtuluruz. İşte bu his Yüce Allah’ın vücudumuza yüksek sıcaklığı algılayan özel bir koruma sistemi yerleştirmesi ile gerçekleşir.

Vücudumuzdaki Özel Koruma Sistemi

Bu sistem, aslında çalışması için özel bir çaba harcamamıza gerek olmayan otomatik devreye giren reflekslerden biridir. Bu sistemi ayrıntılı olarak incelediğimizde Yüce Allah’ın üstün aklına ve yaratma sanatındaki detaya bir kez daha şahit oluruz.

Bu koruma sisteminin düzgün çalışabilmesi için, öncelikle yüksek sıcaklık değerinin vücudun anlayacağı bir dile çevrilmesi gereklidir. Örneğin elimizi sıcak bir cisme dokundurduğumuzda elimizin ucundaki sıcaklık ölçerler sıcaklığı elektriğe çevirerek elektrik sinyalleri biçiminde sinirler yoluyla omuriliğe iletirler.

Normal şartlarda olması gereken, elektrik sinyallerin beyne omurilik yoluyla iletilmesidir. Vücuttaki normal tepkilerde alıcılardan gelen bilgiler direkt beyne iletilir, beyin de bu bilgileri değerlendirir ve vücuttaki ilgili yerlere emirler yollar. Ancak elimizi çok sıcak bir cisme değdirdiğimizde en uygun davranış mümkün olan en kısa sürede elin bu cisimden çekilmesidir. İşte bunun için Yüce Allah çok ince bir detay yaratarak omurilikte sinirlere kısa devre yaptırır. Sıcaklık ölçerden gelen elektrik sinyali omurilik içinde kasları hareket ettiren sinirlere bağlanır. Bu sinirler, elimizi tam da sıcak cisimden çekmeye yarayacak olan motora yani kaslarımıza gider. Siz bu sayede refleksle çok kısa bir sürede elinizi çekersiniz. Bir yandan da sıcaklık bilgisi beyne iletilir ve şiddetli acıyı hissedersiniz.

Bütün bu kararları alan elbette ki bu özel sistemi oluşturan moleküller, sinirler ve hücreler değildir. Tüm bu saydıklarımızın bir bilinci yoktur. Bu bilgilerin herhangi bir şekilde bu şuursuz atomlara yerleştirilmesi de mümkün değildir. Dolayısıyla tüm sıcaklık ölçer sistemimize bu bilgileri yerleştiren, nasıl davranmaları gerektiğini öğreten, kısacası onları yöneten bir güç vardır. Bu benzeri olmayan ilmin ve gücün sahibi Yüce Allah'tır. Her şeyin Yüce Allah tarafından kontrol altında tutulduğu bir ayette şöyle bildirilmiştir:

“(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.” (Bakara Suresi, 107)

Sıcaklık Algısı ve Maddenin Gerçeği

Hissettiğimiz sıcak ve soğuk algıları, Yüce Allah’ın yaratmasının önemli bir delilidir. Çünkü dış dünyada ya da iç dünyamızda aslında soğuk veya sıcak kavramları yoktur. Sıcaklık aslında atomların titreşimlerindeki miktarla ilgilidir. Buna göre, örneğin içtiğimiz suyun sıcaklığının farklı olması su moleküllerinin hareketlerindeki farklılıktır.

Böyle bir hareketliliği sıcaklık olarak algılamamız olağanüstü bir olaydır.

Yaratılıştaki detayın mükemmelliği nedeniyle bazı insanlar çoğu zaman gerçekten de algılarının dışında bir dünyanın içinde gördüğünü, duyduğunu, cisimlere dokunduğunu, bu maddeler dünyasında yaşadığını düşünür ve hissettiklerini de bu maddelerin kendi özellikleri gibi algılar. Sıcaklık için de aynı durum geçerlidir. Bu yanılgıya göre sıcaklığı kendi zihinlerinin dışında, maddenin bir özelliği zannederler. Ancak sıcaklık kavramının zihinde oluşan bir kavram olduğunu ispatlayan şöyle bir örnek verilebilir: Bu, kutu içinde verdiğimiz alıcıların sıcaklık dışında, bazı özel moleküllere de tepki vermeleridir. Örneğin TRPM8 algılayıcısı mentol molekülüne de tepki verir. TRPV1 algılayıcısı kırmızı biberdeki capsaicin maddesine de tepki verir. Bu yüzden ısıyı düşüren bir durum olmadığı halde siz mentollü bir şeker aldığınızda ağzınızda ferahlama ve soğuk, acılı bir yemek yediğinizde sıcaklıkta bir artış olmadığı halde ağzınızda sıcaklık hissedersiniz.

Kusursuz Algılayıcılar

TRPA1, TRPM8, TRPV1, TRPV2, TRPV3, TRPV4 gibi isimler alan ve sıcaklık değerlerini saptayan moleküllerin her biri birbirinden farklı sıcaklık değerlerinde çalışırlar. Bunlardan TRPA1 ve TRPM8 soğukluğu algılamada, TRPV1, TRPV2, TRPV3, TRPV4 ise sıcaklığı algılamada kullanılır.

  • TRPA1 170C’den küçük sıcaklıklarda,

  • TRPM8 250C’den küçük sıcaklıklarda

  • TRPV1 420C’den büyük sıcaklıklarda,

  • TRPV2 520C’den büyük sıcaklıklarda,

  • TRPV3 330C’den büyük sıcaklıklarda,

  • TRPV2 270C’den büyük 420C’den küçük sıcaklıklarda tepki verir.


İnsan Rabbimiz’in Koruması Altındadır

Vücudumuz için özel olarak hazırlanmış sıcaklık ölçer sistemimiz tüm hayatımız boyunca, hiçbir hataya yer vermeyecek şekilde kusursuzca çalışır. Çevremizdeki sıcaklığı ölçen termometrelerden daha hassas ölçümler yapabilir, vücudumuzu tehlikelerden koruyan reflekslerin oluşmasına katkıda bulunabilirler. Bu kadar detaylı ve hikmetli özelliklerle dolu bir sistemin rastlantılar sonucu oluştuğunu iddia etmek elbette mümkün değildir. Hiç şüphesiz tüm bu sistem, sonsuz bir ilim ve kudret sahibi olan Rabbimiz’in kusursuz yaratışının ve eşsiz sanatının delillerinden yalnızca biridir. Sıcaklık hissini algılayan her bir parça, her bir hücre, her bir molekül ve her bir atom yaratıldığı ilk günden itibaren onu yaratan sonsuz ilim ve akıl sahibi Allah'ın ilham ettiği şekilde hareket etmektedir. Allah her birine nasıl hareket etmesi gerektiğini tüm detaylarıyla, sürekli bildirmektedir. Bu gerçek Kuran ayetlerinde şu şekilde haber verilmektedir:

“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için.” (Talak Suresi, 12)

"... Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli ayağı tutan, gücü kuvveti yerinde) bir adam kılan (Allah)ı inkar mı ettin? Fakat, O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam." (Kehf Suresi, 37-38)