Masonluğun Kirli Yüzünü Bilmeyen Pek Çok Dindar, Farkında Olmaksızın Masonik Sistemi Desteklemektedir


Masonluğun Kirli Yüzünü Bilmeyen Pek Çok Dindar, Farkında Olmaksızın Masonik Sistemi DesteklemektedirDünya üzerinde masonluk, gizli bir örgütlenme şeklindedir. Bu örgütün gizli ve sinsi planı; dünya çapında inananlar arasında bozgunculuk çıkarabilmek, dünyayı dinsizliğe, kargaşaya ve savaşlara sürüklemek, ateist, Darwinist felsefeyi tüm dünyaya yayarak birbiriyle mücadele içinde yaşayan sevgisiz bir insan topluluğu oluşturabilmektir. Dünyaya hakim masonik sistem bunu hedefler çünkü bu sistemin temsilcileri, dünya çapında bozgunculuk çıkarma emrini, doğrudan şeytandan alır. Üst düzey masonların taptıkları ve kendisinden emir aldıkları şeytan, mason ritüellerinde Lucifer olarak bilinir. Bir kaynakta masonların kendisine taptıkları Lucifer şu şekilde tanımlanır:

Lucifer, Şeytan’ın kendisidir ve bundan da öte L
UCİFERE TAPAN GİZLİ ÖRGÜTLERİN ANTİ-CHRİST OLDUKLARI ÖYLESİNE AÇIKTIR Kİ, HRİSTİYANLIĞIN HER MEZHEBİ ONUN KARANLIĞA VE ŞEYTANA TAPINMAK OLDUĞUNU KABUL ETMEK ZORUNDADIR.

Huysman, Lucifer mezhebini kısa ve özlü biçimde bir tür
TERSİNE HRİSTİYANLIK olarak tarif eder... (Arthur Edward Waite, Devil Worship in France, [1896], s. 23-24)

Masonluk, Hıristiyan inancına bir tepki olarak örgütlenmiş ve Allah’ı bir ve tek olarak yücelten tüm diğer kutsal dinlere karşı gelmiştir. Fakat masonlar bunu açıkça dile getirmemiş, hedeflerine dindar görünüm altında ulaşmaya çalışmışlardır. Masonluk, tüm kutsal dinlere karşı bir eylem ve düşünce şekli olmasına rağmen, dindar görünümünü oldukça etkili bir şekilde kullanmıştır. Bir kaynakta bu gerçek şöyle anlatılır:

Geçmişte 33. derece Mason olan Jim Shaw (daha sonra yeniden Hristiyan olmuştur) şöyle yazar, “... Masonluk, yeryüzünde
İSA’NIN KİLİSESİNİ YOK ETMEK İÇİN KURULMUŞ BİR KOMPLODUR, tek bir dünya kilisesi ve hükümeti kurulması için bir yoldur. ... MASONLUĞUN ŞEYTAN’IN KONTROLÜNDE OLDUĞUNDAN HABERSİZ HRİSTİYANLAR İSE BUNU ORTAYA ÇIKARMAK YERİNE BU SİSTEME YARDIMCI OLMAKTADIRLAR...”

W. L. Wilmhurst ise, locaya yeni giren bir Hıristiyanın karşılaşacağı gerçeği şöyle özetlemiştir:

...fakat kendilerine Loca’da dini konuşmaların, tabii ki gizli dini görüşmelerin yasaklandığı söylenir ve masonluğun dini bir kuruluş olmadığı sonucuna varırlar...

Bu nedenle ‘Hristiyan’ olan Masonlar, İsa’nın emrine aykırı gelmektedirler.
(W.L. Wilmhurst, The Meaning of Masonry, C. 1927, 1980, 1995, s. 19)

Bu sözlerden de anlaşılabileceği gibi Hıristiyanlığa karşı en büyük tehdit olarak ortaya çıkmış olan masonik sistem, dindar görünümü altında hareket ettiğinden pek çok dindar Hıristiyan tarafından fark edilememektedir. Sahte Hıristiyan görünümü altındaki bu kirli örgütlenme, bu yolla sapkın görüşlerini yayabilmekte, bazı samimi dindarları dahi etkileyebilmektedir. Bugün bazı evanjeliklerin özellikle İslam dinine yönelik çarpık bakış açılarının, dünyaya barış ve güvenlik getirecek olan Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhuru döneminde kargaşa ve savaş beklentilerinin, Hz. Mehdi (a.s.) dünya nüfusunun üçte birinin yok edileceğine dair akılalmaz inançlarının kökeninde tamamen bu masonik telkinler yatmaktadır.

Eski Meşrik-i Azam Jack Harris’in, Freemasonry The Invisible Cult in our Midst (Masonluk: Aramızdaki Görünmez Kült) adlı kitabındaki şu ifadeleri oldukça dikkat çekicidir:

1968 yılında Baltimore Locası Meşrik-i Azamı olduğum dönemde, Maryland Genel Sekreteri bana şöyle demişti: “Eğer Allah’a iman etmek istiyorsan kilisene git; biz burada Evrenin Ulu Mimarına ibadet ediyoruz.” (Judith Hill, 33 Degrees of Deception, s. 112)

Daha önceki yazılarımızda detaylı şekilde açıkladığımız gibi, masonların tapındıkları evrenin ulu mimarı, Lucifer’i, yani
ŞEYTANI temsil etmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki ifadelerin belirttiği şey açıktır; şeytana ibadet edilen böylesine sapkın bir ortam içinde dindar bir Hıristiyanın bulunabilmesi olanaksızdır. Şeytana tapılan böyle bir ortamda yalnızca şeytanın istediği işler yapılacak, şeytanın azgınlığına, kaypaklığına ve isyankarlığına uygun eylemler planlanacaktır. Şeytandan talimatlar alınan böyle bir ortamda, güzel ahlaka, barışa, güvenliğe, dostluğa, kardeşliğe dair hiçbir karar alınmayacaktır. Şeytanın hakimiyetindeki bu ortamda yalnızca bozgunculuk, katliam, savaş, hiddet, öfke, cinayet konuşulur. İşte masonluk, şeytanın hakimiyetindeki bu ortamda alınmış kararları, dindar ve masum görünümü altında bazı evanjeliklere ve bazı Müsümanlara empoze etmiştir. Evanjeliklerin ve Müslümanların bir kısmının, yüce Allah’ın adetullahı gereği barış ve huzuru, iman edenler arasında kardeşlik ve birliği savunmaları gerekirken, savaş ve katliam beklemelerinin asıl sebebi işte budur. Onlar, masonik odakların kirli telkinlerine farkında olmaksızın kanmışlardır.

Söz konusu masonik oyun, büyük bir oyundur. Ve bu oyun, bir kısım dindarlar üzerinde başarılı olmuştur. Bu oyunun amacı ise, insanları Allah inancından uzaklaştırmak, tek Allah’a inanan samimi dindarları birbirine düşürmek, birlik halinde büyük bir güç haline gelecek olan inananların önünü kesmek, böylelikle imanın dünyada güçlenmesini engelleyerek ateist, Darwinist, materyalist felsefenin güçlenmesini sağlamak ve bunu yaparak da ahir zamanın bozguncusu deccale, katliamlar, savaşlar, cinayetler için zemin hazırlamaktır. İşte, masonik odakların oyununa kanarak inananları hasım gören,
Hz. Mehdi (a.s.) döneminde katliamlar bekleyen kişiler, böylesine büyük bir yanılgının içindedirler.

Masonik odakların kirli telkinlerinin aksine,
Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış dönemi, barış, esenlik ve huzur dönemi olacaktır. Bu dönem, tek Allah’a inanan samimi dindarların birleşip güçlendikleri dönem olacaktır. Bu dönemde, tek bir kişinin burnu bile kanamayacak, uyuyan kişi uyandırılmayacaktır. Masonik odakların çirkin oyunları ise mutlaka yerle bir olacaktır. Çünkü bu bize, Yüce Rabbimiz’in vadettiğidir:

Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (İbrahim Suresi, 46)