EVRİM TEORİSİ’NİN KURUCUSU CHARLES DARWIN’İN SAPKIN GÖRÜŞLERİ VE HEZEYAN DOLU İZAHLARI


Charles Darwin, insanların maymun benzeri canlılardan evrimleştiğini savunurken, Avrupalı ırkların daha çok evrimleşip medenileştiğini, diğer ırkların ise "yarı maymun" vasfını devam ettirdiklerini iddia etmiştir.

Darwin, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, tamamen uydurma ve hezeyan tarzındaki bu yaklaşımında Türk Milleti’ni de “yarı maymun milletler" arasında saymak cüretini göstermiştir.

Darwin'in bilimdışı iddiasına göre "doğa tarafından kayırılmış ırklar" vardı. Darwin bu iddiasını en ünlü kitabının adına da yansıtmıştır: "Türlerin Kökeni, Doğal Seleksiyon ve Yaşam Mücadelesinde Kayırılmış Irkların Korunması Yoluyla".

Charles Darwin'in, insanları gelişmiş bir hayvan türü olarak göstermesi ve bazı insan ırklarını ise adeta henüz gelişimini tamamlayamamış, hayvana yakın türler olarak tanıtması, insanlık tarihi için son derece tehlikeli ve tahrip edici olmuştur. Darwin'in bu hezeyanlarını kendilerine rehber edinenler, geçtiğimiz yüzyıl boyunca farklı ırkları insafsızca sömürmüşler, onları çok zor koşullara mahkum etmişler, hatta soykırıma uğratmışlardır.

Darwin’in ırklar konusundaki sapkın izahları milletlerin sömürülmesine çanak tutmakla kalmamış köle ticaretine, zencilerin ve bazı ırkların aşağılanmasına, kadınların aşağı ırk olarak görülmesine ve pek çok masum insan topluluğunun mağduriyetine sebep olmuştur. Darwinist izahları temel alan sapkın ve cani ruhlu liderler, kendilerinden olmayan ırkları adeta birer hayvan gibi görmüşler ve onlara hayvan muamelesi yapmaktan çekinmemişlerdir.

Sözde bilimsel Darwinist teklinlerle vatandaşlarını, üstün ve seçkin olduklarına inandıran emperyalist güçler, dur durak bilmeksizin mazlum milletleri sindirme, sömürme ve yok etme gayretindedirler.

Emperyalist güçlerin bu oyununu bozacak yegane güç ise Allah’ın izni ile Türk Milleti’dir.

DARWIN TÜRK MİLLETİ’Nİ AŞAĞI BİR IRK OLARAK

GÖSTERMEYE ÇALIŞMIŞTIR

Darwin insanları aşağı ırklar ve medenileşmiş ırklar olarak ikiye ayırmaktadır. Onun bu hezeyanlarına göre medeni ırklar Avrupalılar aşağı olanlar ise diğer milletlerdir ve bunların arasında Türk Milleti’ni de saymaktadır:

Avrupa IrklarI olarak bİlİnen medeni Irklar, yaşam mücadelesinde Türklere karŞI kesİn bİr galİbİyet elde etmİŞlerdİr. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, BU TÜR AŞAĞI IRKLARIN çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini görüyorum." (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, cilt 1. New York, D. Appleton and Company, 1888. s. 285-86 )

Türkleri açıkça aşağı bir ırk olarak tanımlayan bu yaklaşımın evrimci bir hezeyan olduğu açıktır. Ancak düşünülmesi gereken diğer bir nokta, Darwinistlerin bu tür yaklaşımlarının emperyalist bir plana hizmet ettiğidir. Çünkü Darwin, Müslüman Türk Milleti'nin hiç bir anlamda "geri" bir millet olmadığını elbette biliyordu. Türk Milleti'nin tarihte kurduğu büyük devletlerle, özellikle de Osmanlı Devleti'yle ortaya büyük bir kültür ve üstün bir ahlak koyduğunu bilmemesi imkansızdı. Buna rağmen Türk Milleti'ni "geri ırk" olarak tanımlamıştır. Darwin'in bu kasıtlı ırkçılığının ardında yatan en önemli hedef ise, gerçekte 19. yüzyıl Avrupa emperyalizmine hizmet edebilmekti. Avrupa devletleri o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama ve paylaşma çabası içindeydiler ve Darwin, Osmanlı'nın asli unsuru olan Türk Milleti'ni "geri ırk" olarak niteleyerek bu emperyalist plana bilimsel bir meşruiyet kazandıracağını hesaplıyordu.

Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nda bu propaganda çok etkili olmuştur. Örneğin İngiltere Savaş Bakanı Sir Winston Churchill, Çanakkale Savaşı sürerken, Türk Milleti’ne karşı zehirli gaz kullanımını “Türklerin insanla maymun arası varlıklar” oldukları iddiasıyla teşvik etmiş, bu yönde emirler vermiştir.

DARWIN, ZENCİLERİ VE AVUSTRALYA YERLİLERİNİ

GORİLLERLE BİR TUTMUŞTUR

Darwin’e göre Avrupalı ırklar kayırılmış ırklardı. Tüm Asyalı ve Afrikalı ırklar ise Darwin'in çarpık mantığına göre sözde evrim sürecinde geri kalmış ırkları oluşturuyorlardı. Darwin onları insan olarak bile görmüyordu.

Darwin, İnsanın Türeyişi (Descent of Man) isimli kitabında bazı ilginç ırkçı kehanetlerde bulunmaya kalkışmıştı. Bu kitapta, zenciler ve Avustralya yerlileri gibi ırkları gorillerle aynı statüde ele almıştı:

"Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte, medeni insan ırkları, vahşi ırkları tamamen yeryüzünden silecekler ve onların yerine geçecekler. Öte yandan insansı maymunlar da, kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek. Bu sayede ortada şu anki Avrupalı ırklardan bile daha medeni olan ırklar ve şu anki zencilerden, Avustralya yerlilerinden ve gorillerden bile daha geride olan babun türü maymunlar kalacaktır." (Charles Darwin, The Descent of Man, 2. baskı, New York, A L. Burt Co., 1874, s. 178)

Bilimsel hiçbir dayanağı olmayan ve sadece Darwin'in karanlık mantığının ürünü olan bu sapkın fikirler, bazı çevreler tarafından hemen benimsenmiş ve uygulamaya konulmuştur.

On yıllar boyunca farklı ırktan insanları köleleştiren, bu insanların her türlü imkanlarını zorla sömürgeleştiren, onları fakirliğe, yokluğa mahkum eden, hatta pek çoğunu katleden; onlara adeta hayvan muamelesi yapan, bir kısmını kafeslerde sergilemek vahşiliğini dahi gösteren bu zihniyet acımasız ve zalimce uygulamalarında hep Darwinizm'i temel almıştır.

Ota Benga isimli Kongo'lu yerli evrimcilerin zulmüne uğramış bir kişidir. 1904 yılında, evrimci bir araştırmacı tarafından tutsak edildikten sonra bir hayvan gibi zincirlenmiş, kafese konulmuş ve ABD'ye götürülmüştür.

Evrimci bilim adamları, St. Louis Dünya Fuarı'nda onu çeşitli maymun türleriyle birlikte kafese koyarak "insana en yakın ara geçiş formu" olarak teşhir etmişler, iki sene sonra New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'ne götürmüşlerdir. Burada birkaç şempanze, bir goril ve bir orangutan ile birlikte "insanın eski ataları" adı altında sergilemişler, ziyaretçiler de kendilerine anlatılan evrim hikayelerinin etkisiyle ona bir hayvan gibi davranmışlardır. Ota Benga sonunda, maruz kaldığı bu uygulamaya dayanamayarak intihar etmiştir.


DARWIN, KADINLARI AŞAĞI IRK ÖZELLİKLERİNE

SAHİP VARLIKLAR OLARAK TANIMLAMIŞTIR


Charles Darwin dahil olmak üzere pek çok Darwinist, kadınların hem biyolojik hem de zihinsel olarak erkeklerden aşağı oldukları, evrimleşemedikleri ve aşağı bir ırk oluşturdukları safsatasına inanır.

Darwinistlerin erkekler ile kadınlar arasında var olduğunu iddia ettikleri sözde zihinsel fark o kadar önemli boyutlardadır ki, bazı evrimciler kendi akıllarınca kadın ve erkeği iki farklı türe ayırmışlardır.

Darwin’in düşüncelerini aşağıdaki alıntılar ortaya koymaktadır. Darwin, “İnsanın Türeyişi” adlı kitabında kadınların idrak etme, hızlı kavrama ve taklit konusunda "daha aşağı ırkların özelliklerini taşıdıklarını ve bu nedenle daha eski ve alt bir medeniyet seviyesine sahip olduklarını" yazmıştır. (John R. Durant, “The Ascent of Nature in Darwin's Descent of Man”, Princeton University Press, 1985, s. 295)

Darwin kadının evlilikteki rolünü ise şöyle tarif etmektedir: "Sizinle ilgilenecek biri. bir köpekten daha iyi oyalayabilecek, ev ve evin sorumluluklarını alacak biri…” (The Autobiography of Charles Darwin 1809-1882, ed. Barlow, Nora, ss. 232-233)

Şüphesiz insanlar arasında cinsiyetlerine göre üstünlük olduğunu savunmak son derece cahilce bir iddiadır. Kadının da erkeğin de sahip olduğu fiziksel özelliklere göre farklı meziyetleri ve kabiliyetleri vardır, ancak bunlar, birini diğerinden üstün veya aşağı kılmaz. Darwin ise, kadını aşağı ırkların özelliklerini taşıyan bir varlık olarak görmekte ve bunu delillendirmeye çalışmaktadır.

DARWIN’iN TEORİSİ HAKKINDAKİ BAZI İTİRAFLARI

“Teoriye karşı haklı olarak yöneltilmiş itirazların ve teorinin karşılaştığı güçlüklerin ağırlığı altında yıllarca ve onların ağırlığından kuşkulanamayacak kadar çok ezildim.” (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 528)

“Oldukça iyi biliyorum ki, spekülasyonlarım meşru bilimin sınırlarının oldukça ilerisine uzanmıştır.” (Charles Darwin and the Problem of Creation, 1979, s. 2)

Charles Darwin’in oğlu Francis Darwin’in, babasının mektuplarını derlediği “Life and Letters of Charles Darwin” isimli kitapta Darwin’in pek çok itirafı yer almaktadır:

“Bana kitabımı soruyorsun, sana söyleyebileceğim tek şey intihar etmeye hazır olduğum; kitabın çok makul bir şekilde kaleme alındığını düşünüyordum, fakat şimdi tekrar yazılması gerektiğini anladım.” (Cilt.II, s.501)

“Sık sık üzerime soğuk bir ürperti geliyor ve kendi kendime bütün hayatımı bir fantaziye adayıp adamadığımı soruyorum.” (Cilt.II, s. 25)

“Görüşlerimin, sayısız miktarda zorluklarla dolu olduğunu göremeyecek kadar kör olduğumu sanma...” (Cilt.I, s. 395)

“Tamamen yanlış bir inancın içinde olduğumu düşünmeye başladım.” (Cilt.II, s.117)

“Bazen tamamıyla çöküntüye uğrayacağımdan korkuyorum...” (Cilt.I, s.413)

ÜSTÜNLÜK SADECE TAKVA İLEDİR

Allah insanları farklı renklerde ve farklı diller ile yaratmıştır. Bu, Allah'ın yaratışındaki sanat ve çeşitliliğin bir göstergesidir ve hiçbir şekilde bir üstünlük gerekçesi yapılamaz. Kuran’da Allah şöyle buyurmaktadır:

Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda, alimler için gerçekten ayetler vardır. (Rum Suresi, 22)

Allah Katındaki tek üstünlük ise insanın takvası, yani nefsini her türlü günah ve isyandan, bozulma ve sapmalardan koruması ve bundan kaynaklanan üstün ahlakıdır. Takva dışında hiçbir insanın hiçbir insan üzerinde, herhangi bir özelliğinden dolayı üstünlüğü olamaz. Allah bunu şöyle bildirir:

Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13)

EVRİM TEORİSİNİN BİR ALDATMACA OLDUĞUNU

ANLAMAK İÇİN HARUN YAHYA’NIN (ADNAN OKTAR)

BU KİTAPLARINI OKUMALISINIZ!

Adnan Oktar’ın, Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı eserlerin sayısı yaklaşık 300’dür. Bu kitaplar 48.000 sayfa ve 35.500 resimden oluşmaktadır. Bu kitapların 7.000 sayfa ve 6.000 resimlik bölümü Evrim Teorisinin çöküşünü konu almaktadır.

Yazarın tüm kitaplarını ve bunlardan yararlanılarak hazırlanan yaklaşık 200 belgeseli, www.harunyahya.org, www.harunyahya.net ve www.harunyahya.com adreslerinden ücretsiz olarak edinebilir veya Global Yayıncılık'ın (0212) 444 444 1 no’lu telefonunu arayarak satın alabilirsiniz.


mesajkutusu.blogspot.com

Sitemiz kez ziyaret edilmiştir