ATATÜRK'ÜN TORUNLARI, ''NE DERLER?'' DİYE DÜŞÜNMEZ

Ne Demişti

Hilal TV, 24 Ocak 2009



Sayın Adnan Oktar, İsrail'in Gazze saldırısı sırasında bazı Arap ülkelerinin tutumu ve Mısır'ın sivil halkın saldırıdan korunabilmesi için Refah Sınır Kapısını açmaması, saldıralarda hava sahasının kullanılmasına izin vermesi gibi konularda kendisine yönetilen soruları şu şekilde açıklamıştır:

Adnan Oktar: Ama Müslümanlar birlik ve beraberliği ağızlarına almak konusunda biraz biraz tereddütlüler. Ben mesela konuşuyorum, "NE DERLER BİZE?" diyor. Kardeşim o zaman sen haysiyetine, şerefine, namusuna, dinine, imanına her türlü saldırıyı kabul ettin demektir bu kadar korkuyorsan… "YA İSRAİL OLUMSUZ BİRŞEY DERSE?" Kardeşim sen o kadar korkuyorsan, o kadar korkaksan yaşamana gerek var mı senin? O hale geldiysen sen? Mesela bir insan annesini babasını kesiyorlar karşısında oturuyor. En fazla öldürürler seni, en fazlasında, ne güzel şehit olursun. Daha ne istiyorsun. İlla yaşaman mı gerekiyor? "YA BİZE SALDIRIRSA?" Saldırsın kardeşim, böyle zilletle yaşayacağına şehit ol.

Sunucu: Mısır Dışişleri Bakanı'nın tambu dönemde, Türkiye'ye geldiği zamandı galiba, bir açıklaması vardı. Refah sınır kapısıyla ilgili protokolü biz El Fetihle imzaladık, Gazze'de El Fetih grubu yok, karşımızda bizim muhatabımız yok, Hamas'ı tanımıyorlar yani, bunun için sınır kapısını açarsak uluslararası hukuk açısından suç işlemiş oluruz diyor.

Adnan Oktar: Bakın bir insan, "İMDAT ALLAH RIZASI İÇİN CAN KURTARAN YOK MU?" dedi mi, burada uluslararası hukuk falan işlemez. BURADA BİR TEK İNSANİ, RAHMANİ HUKUK İŞLER. İSRAİL BÖYLE TİTİZ Mİ KURALLARA? Çoluk çocuğu öldürürken, yaşlıları öldürürken, kadınları öldürürken bu titizlik içerisinde mi oluyor?... ÇOCUK ÖLDÜRÜLÜYORSA, BİZ ONU SEYREDEMEYİZ. "YA BİZİ DE ÖLDÜRÜRSE?" öldürsün kardeşim, öyle yaşayacağına, öl. Şehit olursun daha ne istiyorsun? Ne kadar canları tatlı? Bir de nereden biliyorsun öyle olacağını. SEN BİR CESARET GÖSTERT BAKIYIM, KORKU AHİR ZAMANDA BİR FİTNE, MÜSLÜMANLARIN BAYAĞI BİR BÖLÜMÜNDE BBELA OLDU. "Ya hapsedilirsem, ya dövülürsem, ya sövülürsem, ya iftira atarlarsa, ya öldürürlerse?" Kardeşim hepsinde sevap alırsın. Amacın Allah rızası değil mi? Bir de sen ne yapıyorsun. Savunmadasın. Kötülük de yapmıyorsun. Çoluk çocuk basbas bağırıyorlar orada, bizi kurtar diyorlar, açıp kapıyı kurtar. Bu kadar açık.

Bakın, olay Hamas veya başka birşey sorunu değil. KONU, İSRAİL'DEN KORKMA SORUNU, ÇEKİNİYORLAR. KORKUYORLAR… Ama Müslümanlar birşeye kestirme yoldan gitme yerine, mesela buradan buraya bir yol var, direkt buradan gideceğine 30 kilometre tur atıyor yine kenarından geçiyor, yine 30 kilometre tur atıyor. Direkt doğrudan doğruya gitsene? İslam Birliğini oluştursana. Ben kimle konuşsam, "DÜNYA NE DER? "diyor. NE DERSE DESİN, NE OLACAK, DESE NE OLUR? SEN GÜZELLİK ADINA ÇIKIYORSUN, SEVGİ ADINA, ŞEFKAT, MUHABBET ADINA ÇIKYORSUN VE HIRİSTİYANLARI, MUSEVİLERİ KURTARMAK İSTİYORSUN. Bizim toprak talebimiz yok, bir ırk üstünlüğü iddiamız yok. Diğer dinlere saygıda kusur etmiyoruz. Kiliseler açılsın, sinagoglar açılsın, camiler açılsın. Herkes ibadetini yapsın istiyoruz biz.

Hükümetin elinin güçlendirilmesi lazım. Yani, HÜKÜMET GÜÇLÜ BİR ZEMİNİN, GÜÇLÜ FİKRİNİ, GÜÇLÜ ŞEKİLDE ANLATABİLİR. Türk İslam Birliğini bütün Türkiye gürül gürül her yerde dile getirirse, konferanslarda, gazetelerde, basında, BAŞBAKAN BUNA TARAFSIZ BİR TAVIR KOYMAZ. "BENİM MİLLETİM BUNU İSTİYOR" DER, "BEN DE BUNU DİLE GETİRİYORUM" DER… Bu konuda eğer korku varsa, o insanın ben yaşama hırsını insani bulmam. ÇÜNKÜ BİZİM MEHMETÇİĞİMİZ ALLAH RIZASI İÇİN GİDİYOR CANINI VERİYOR GEREKİRSE. ÇANAKKALE'DE OLUK GİBİ BİZİM ŞEHİTLERİMİZİN KANI AKTI. ŞEHİTLER, "YABANCI ASKERLER GELDİ, BİZ KORKTUK, ÇEKİLELİM, İŞİMİZE GÜCÜMÜZE BAKALIM" DEMEDİLER. OLUK GİBİ KANLARINI AKITTI O ASLANLAR. TABİ BİZ DE GİDİP İSRAİL'İ YERLE BİR EDELİM DEMİYORUM, ORADAKİ İNSANLARI MUSEVİLERİ ÇOK SEVİYORUM BEN. ÇOK MAZLUM İNSANLAR VE ONLARDAN GÖRÜŞTÜĞÜM İNSANLAR DA VAR. ALLAH'TAN KORKAN MUTTAKİ İNSANLAR. Şeytanı tek tek tespit edip, şeytanın ekibinin tasfiye edilmesi gerekiyor. Hemen işbirliği yapalım İsrail'in dindarlarıyla, Hıristiyanlarıyla, Musevileriyle. Ve bu şeytanın ordusunu oradan kovalım. Güzel bir Türk İslam Birliği oluşsun ve konu bitsin.

Ne Oldu

Akşam Gazetesi, 31 Ocak 2009


Sabah Gazetesi, 31 Ocak 2009




SAYIN BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN'IN KONUŞMASI


30 Ocak 2009, İstanbul Metro Hatları Açılışı

Belli bir dinin idelojininin ve ırkın değil sadece insan olarak değerlendirip insani meselerele meseleye baktım.

 Zulme duyarsız kalmak da zulümdür. Kimse 1300 kişinin öldürülmesinin küçümsenmesini isteme hakkına sahip değildir.
 
Yaşanan trajediye tepkileri sorun gibi yansıtmak insaflı bir tutum gibi gelmiyor. Siyasi dengeler adına bastırmayı doğru bulmuyoruz. 

İsrailleri suçlamıyoruz eleştirimiz fosforlu bombalaradır. Kitle imha silahlarıdır. O yavruların düştüğü durumadır.. Yani İsrail yönetiminin uygulamalarınadır bu tepkimiz.

Son 6 yıldır bölgede oynadığımız role bakarlarsa bunu görürler. Bizim temel sloganımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği 'Yurtta sulh, dünyada sulhtur'. Biz İsrail - Suriye görüşmelerinde bu amaçla ara bulucu olduk. Biz İsrail-Pakistan arasında diplomatik temas kurulmasına bu amaçla gayret ettik. Biz Lübnan meselesinin çözümünde bu yüzden aktif rol oynadık. Gürcistan-Rusya meselesinde bu amaçla devreye girdik. Biz onlarca ülkeye bu amaçla asker gönderdik. Tek amacımız buydu. Bölgede her ülke arasında bir an önce kalıcı barış oluşturulsun, bölge refaha kavuşsun.

BAZI KESİMLERDE BİR PANİK HAVASI VAR. TÜRKİYE NE YAPAR DİYE BİR KAYGI VAR. BAŞKALARI NE DER? Türkiye ne yapar değil, Türkiye ne der. Türkiyesiz başkaları ne yapar diye düşünülmesi lazım. Kendisine ve ülkesine güvenmeyen gücünü bilmeyen eğilen bükülen bir anlayış bizim karakterimiz değil olamaz.

Bizim dışişleri anlayışımız BAŞKALARININ NE DİYECEĞİ ANLAYIŞI ÜZERİNE KURULU DEĞİL, gündemi belirlenen bir ülke olmak üzere kurulan bir ülke değil, bizim dışişleri anlayışımız bizim ne diyeceğimiz üzerine kurulu.

GÖLGESİNDEN KORKANLAR BUNU ANLAMAKTA ZORLANABİLİRLER. Bizim yönetim anlayışımız Türkiye’nin menfaatlerini, izzetini, itibarını korumak üzerine kurulu. Bizim hükümetimiz kazansın diye değil Türkiye kazansın diye hareket ediyoruz. Biz partimiz kaybetmesin diye değil, Türkiye kaybetmesin diye uğraşıyoruz. Biz sadece Türkiye’nin menfaatini düşünüyoruz. BUGÜNE KADAR SADECE TÜRKİYE’NİN, TÜRK MİLLETİNİN İZZETİNİ, MENFAATİNİ DÜŞÜNDÜK. Bundan sonrada öyle yapacağız.

Zaman 18 Mart 1915. BİLDİĞİNİZ GİBİ ADETA DÜNYA TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA ÇANAKKALE’DE BİZİ YOK ETMEK İÇİN SALDIRIYA GİRMİŞLERDİ. TÜRKİYE’NİN NESİ VAR NESİ YOK O ZAMAN BELLİYDİ. GÜCÜMÜZ BELLİYDİ. AMA TÜRKİYE’YE SALDIRANLARIN DA O İTTİFAKIN DA GÜCÜ BELLİYDİ. BÜTÜN BU OLAYLAR KARŞISINDA, O ZAMAN ATATÜRK MEHMETÇİĞE BİR ŞEY SÖYLÜYORDU: “BEN SİZE ÖLMEYİ EMREDİYORUM” DİYORDU.

BİR TARAFTAN BU MÜCADELELERİN ÜZERİNDEN GELEN BİR MİLLETİN TORUNU OLACAKSIN, BİR TARAFTAN DA ŞU NE DER BU NE DER DİYE DÜŞÜNECEKSİN. Tabiî ki çok düşüneceğiz. Bin düşüneceğiz bir yapacağız. Ama onurumuzla da kimseyi oynatmayacağız.

mesajkutusu.blogspot.com

Sitemiz kez ziyaret edilmiştir