TÜRKİYE 10-20 YIL İÇERİSİNDE SÜPER DEVLET OLACAK


“İnkar edenler birbirlerinin velileridir (Allah'sızlar birbirinin dostudurlar). Eğer siz bunu yapmazsanız (Allah'a inananlar birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesad) olur.” (Enfal Suresi, 73)

TÜRKİYE 10-20 YIL İÇERİSİNDE SÜPER DEVLET OLACAK



Türk Devleti'nin içine sızmış komünist derin devlet çetesi kendi aklınca Türkiye'yi Doğu Komünist Türkiye ve Batı Komünist Türkiye olarak ikiye ayırmak istemektedir. Oysa buna yeltenmek beyhude bir çabadır. Türkiye, bilakis Ortadoğu ve Balkanların en büyük devleti olacaktır. Önümüzdeki on-yirmi yıl içinde Musul, Kerkük, Türkistan, Kazakistan, Azerbeycan gibi bölgeleri ve diğer bütün İslam ülkelerini içine alacak şekilde Türk İslam Birliği'nin lider devleti olacaktır. Hiçbir şekilde bölünme olmayacak, bilakis birleşme ve bütünleşmeler olacaktır. Türkiye önümüzdeki on-yirmi yıl içinde en büyük süper devlet haline gelecektir. Bunun alametleri gözle görülür şekilde belirmeye başlamıştır. Türkiye, bölgesindeki anarşi, kargaşa, açlık, sefalet, korku ve zulüm gibi bütün olumsuzlukları yok edecek tarihi bir perspektif ve güce, Osmanlı'dan gelen tarihi bir misyona sahiptir. Dünya imparatorluğunu yönetmiş bir devlet, önümüzdeki yıllarda yeniden dünyaya nizam verecektir. Bunu anlayan komünist derin devlet çetesi çılgınlaşmış ve kendi pis emellerine kesin bir engel olarak gördüğü BAV ve Sayın Adnan Oktar'a karşı amansız bir mücadeleye girişmiştir. Bu komünist derin devlet çetesinin binlerce elemanı, kurduğu yeni yeni çetelerle BAV ve Sayın Adnan Oktar'a karşı yoğun bir saldırı kampanyası başlatmışlardır. Yeni çeteler ihdas ederek eskiden olduğu gibi kirli hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Önümüzdeki Ramazan'dan başlayarak da bu çetelerin faaliyetlerini yoğunlaştıracağına dair ciddi duyumlar vardır. Bu, Türk milliyetçiliğini, BAV'ı ve Sayın Adnan Oktar'ı daha da şevklendiren, daha fazla mücadele azmi veren davranışlardır. Bunlarla hiçbir yere varamayacaklardır. BAV ve Sayın Adnan Oktar'ın ilmi, kültürel çalışmaları devam etmektedir. Bundan sonra da etmeye devam edecektir. Asrımız bilgi çağıdır. Bilgi ve kültürle bu dinsiz meslek mutlaka yok olacaktır İnşaAllah.
Son günlerde, terörü bir tehdit unsuru olarak kullanarak, devletimizi bölücü örgüt ile uzlaşmaya zorlamak isteyen bazı girişimler halkımız tarafından dikkatle izlenmektedir. Herşeyden önce bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bebek katilleriyle uzlaşma girişiminde bulunması mümkün değildir.
Doğu insanı güzel ve örnek bir ahlak sahibidir. Efendi mizaçlı, haysiyetine ve şerefine düşkün, kanaatkar, devletine sadakatli ve insancıldır. En güzel yiyeceği konuklarına sunacak kadar misafirperver, fedakar ve sevgi doludur. Anadolu halkının ekserisi bu şekilde üstün bir karaktere sahiptir. Terör belasının doğu bölgelerimizde yaşayan kürt kökenli kardeşlerimiz üzerinden kalkması, aralarından şanlı kahramanların, büyük alimlerin çıktığı bu insanlarımızın mutluluğunun önünün açılması gerekmektedir. Kürt vatandaşlarımız terör cenderesinden artık kurtulmak istemektedir. Bu sebeple kendini bölge halkının temsilcisi olarak gören herkesin öncelikle terörün yok edilmesi için çabalaması beklenmektedir.
Bölge halkının müreffeh ve huzurlu bir ortama kavuşmasının yolu terör değildir. Bölge halkına istenilen hayat standardını komünistler değil Müslüman Türk insanı getirecektir. Terör örgütü bölgeye sadece korku ve kan getirmiştir. Doğu insanının refahı için kullanılabilecek on milyarlarca dolar, bu örgüt sebebiyle heba olmuştur. Devletimiz bölgenin kalkınması için her ne yaptıysa buna engel olmak için çabalayan örgüt militanları halkımızın refahını istedikleri yalanıyla bölge insanını daha fazla aldatamayacaktır. Artık halkımız, terör örgütünün ortadan kalkması halinde doğunun, Türkiyemiz’in en büyük ekonomik ve kültürel cazibe merkezi haline geleceğini fark etmiştir.

BÖLÜCÜ ÖRGÜT ATEİST, DİNSİZ VE KOMÜNİSTTİR


Bölücü terör örgütü, her eylemi, her sloganı ve her bildirisiyle komünisttir. Doğu insanımızın büyük bölümü ise dindardır. Dolayısıyla bölücü örgütün gerçek hedeflerinin ve ateist yapısının anlaşılması, örgütün yok oluşuna vesile olacaktır.Burada bir etnik hareket değil, komünist ve dinsiz bir hareket söz konusudur.
Örgütün Marksist-Leninist bir yapıda olduğu çok açıktır. Örneğin bölücü örgütün uzun yıllar kullandığı bayrağında komünizmin en bilinen simgesi olan orak-çekiç motifinin yer alması konunun ispatı için yeterlidir. (Bu amblem daha sonra değiştirilmesinin sebebi strateji ve taktik değişikliğinden ibarettir. Örgüt, komünist ideolojiden asla vazgeçmemiştir.)
Örgütün kuruluş kongresinde yer alan ve örgütün internet sitesinde yayınlanan ifadeler son derece açıktır:
“MARKSİST-LENİNİST TEORİ ÇOK İYİ ÖZÜMSENMELİDİR. Önder kadrolar sık sık Marksizm’e müracaat etmeli, Marksizm’in uygulanmasını başlangıç şekli yapmak için bu öğretiyi gerçekten özümsemeliler. ...Biz SOSYALİZMİ SİYASAL SORUNUN ÇÖZÜMLENMESİNDE DAHA ÇOK BİR EYLEM KILAVUZU OLARAK ELE ALACAĞIZ. Mutlaka böyle bir öğretinin temsilcisi olarak, böyle bir öğretinin savunucusu olarak, bunun en önemli koşulu olarak bulunulan ülkenin siyasal iktidar meselesine uygulayarak, mevcut iktidarı parçalamada bir araç olarak, bir eylem kılavuzu olarak kullanarak üzerimize düşeni yapacağız.”
Bölücü örgütün elebaşının, 13. kuruluş yıldönümü mesajından:
"Sosyalizm yıkıldı, komünizm yıkıldı" diyenlere en iyi cevap olarak, ‘tam tersine, SOSYALİZMİN EN GÜÇLÜSÜ, EN DOĞRUSU, EN YÜCESİ PKK'DE GERÇEKLEŞMİŞTİR’ diyoruz."
Bölücü örgütün elebaşının 1 Mayıs 1982 tarihli konuşmasından:
“Ama şunu iyi bilmeliyiz ki, Kürdistan tarihi bugün çağa ulaşmak istiyorsa, tamamıyla işçi sınıfı gerçeğine dayanmak zorundadır. Ne kadar elverişsiz koşulları yaşarsa yaşasın, işçi sınıfının objektif gücüne ve onun eylem kılavuzu olan bilimine, MARKSİZM-LENINİZM’E DAYANMAK ZORUNDADIR VE DİKKAT EDİLİRSE BİZİM VARLIK NEDENİMİZ TÜMÜYLE BU GERÇEK ETRAFINDA OLUŞMUŞTUR. ...Eğer o aşiret duvarları, o feodal çitler aşılmasaydı, MODERN DÜŞÜNCE, EN DEVRİMCİ DÜŞÜNCE OLAN MARKSİZM-LENINİZM kafalarımıza sıçramayacaktı, onun için zemin bulamayacaktı.”
Bölücü örgütün elebaşının yazdığı kitaplardaki aşağıdaki ifadeleri de örgütün komünist olduğunun net birer delilidir:
“PKK, Marksizm-Leninizm geleneğine uygun bir gelişme yaşamıştır. Bundan sonrası açık ki etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bu miras üzerine şekillenecektir.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, s.78)
“Lenin 1900’de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum, reel sosyalizmle savaşarak, emperyalizmle savaşarak yeni sosyalizmi inşaa ediyorum.” (Özgür Yaşamla Diyaloglar, s. 201)
Partimizin Merkez Komitesi üyesi ve kurucularından olan DEĞERLİ KOMÜNİST Mazlum Doğan yoldaş... Halkın engin değerlerini SAĞLAM VE AYDINLANMIŞ KOMÜNİST KİŞİLİKLE BİRLEŞTİREN BU YOLDAŞIMIZ... (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.43)
Bölücü örgütün elebaşı, marksizm ve leninizmi “soylu düşünce sistemi”, “soylu bilim” gibi tabirlerle övmektedir:
Kapitalist-emperyalist sistem ve onun en zorba yönetim biçimi olan faşizm, halklarda böylesine soylu bir isyan ve bu isyana yol gösteren MARKSİZM-LENİNİZM GİBİ SOYLU BİR DÜŞÜNCE SİSTEMİNE yol açmıştır. (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.22)
MARKSIZIM-LENİNİZM ADLI SOYLU BİLİME dayanmaktan başka az bir olanağı olan bu insanlar... (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s. 39)

ÖRGÜT ELEBAŞI ELİ KANLI KOMÜNİST
LİDERLERDEN ÖVGÜ İLE BAHSETMEKTEDİR

“İşte PROLETARYANIN KAHRAMANLARI MARKS VE ENGELS. İşte onun TEORİK, SİYASAL DAHİSİ LENİN ve yine ONUN PRATİK USTALARI STALİN, HO CHİ MİNH VE MAO. Ve bunların önderliğinde yürüyen birçok ulusal ve enternasyonalist kahraman. İnsanlığın özgürlük bilincini ayaklandıran, örgütlendiren ve halk ordusu denilen orduları ortaya çıkaran bu büyük kahramanların insanlık tarihindeki yeri gerçekten büyüktür.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.87)



BÖLÜCÜ ÖRGÜT ELEBAŞININ
ALLAH VE DİN HAKKINDAKİ
BAZI İFADELERİ
(YÜCE ALLAH’I TENZİH EDERİZ)

Aşağıdaki alıntılar, bölücü örgütün elebaşının kitaplarından alınmış, bizzat kendisine ait ifadelerdir. Bu ifadelerin tümü, bu kişinin ateist olduğunu ve İslam’ı kendi sığ materyalist anlayışıyla yorumladığını ortaya koymaktadır:
- Lise dönemlerinde büyük felsefik bunalımı yaşadım. Tanrı ile savaşı verdim, bu savaştan başarı ile çıktıktan sonra yarı Tanrı oldum. (Özgür Yaşamla Diyaloglar, Ekim 2002, s. 257)
- Tek tanrılı din ideolojileri, baştan sona siyaset ideolojileridir. Dini söylem, Allah, peygamber ve melek gibi kavramlar dönemin siyasi literatürüdür. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 204)
- Allah bir nevi ortaçağın feodal manifestosudur, temel yasası ve bildirgesidir. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 313)
- Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. (Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa, Cilt 1, Aralık 2001, s. 354)


BAV CAMİASI’NIN VE SAYIN ADNAN OKTAR’IN
TERÖRLE MÜCADELEDEKİ ETKİSİ VE İFTİRALAR
Türkiye’deki her türlü bölücü akıma karşı mücadele eden Bilim Araştırma Vakfı camiası, yıllardır çeşitli baskı, tehdit ve iftiralara maruz bırakılmaktadır. Bunun sebebi, ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bozulmasında BAV camiasının oluşturduğu tarihi misyondur. Bazı karanlık güçler BAV’ı yok etme gayretindedirler. Özellikle devlete sızmış ve kemikleşmiş komünist bir çete, eylemlerini pervasızlık ve utanmazlık boyutuna taşımış yoğun bir iftira kamyanyasına girişmiştir.
BAV mensuplarını ve BAV Fahri Başkanı Sayın Adnan Oktar’ı suçlayan, güya karalamaya çalışan ve iftira atanlardan biri de bölücü örgütün elebaşıdır. Diğer tüm komünistler gibi, bebek katili bölücübaşı da Sayın Adnan Oktar’ı kendince karalamaya çalışmakta ve bir kitabında şöyle demektedir:
Tepede de MİT’in Türk oligarşik yapısının emrindeki din adamları vardır. Hem de filozofça din adamlarıdır bunlar. Osmanlı sultanlarına da tarih boyunca yol gösteren din adamları değil miydi? Şimdi de rejimin saldırılarına yol gösterecek din adamları vardır. Mesela o Adnan Hocalar nasıl ortaya çıkarıldı?  (Oligarşik Cumhuriyet Gerçeği,İstanbul, Şubat 2001, s. 25)
Bölücü örgütün elebaşı, Sayın Adnan Oktar’ın savunduğu fikirlerin, olayları teşhis ve tedavideki başarısının, örgüte vereceği zararların erken farkına varmış, bu nedenle de iftira atmakta beis görmemiştir.

Harun Yahya Külliyatı, “Süper Güç Türkiye” idealine ulaşılması yolunda -Allah’ın izniyle- önemli bir vesile olacaktır.

Yazarın bugüne kadar kaleme aldığı kitaplarının sayısı yaklaşık 250’dir. Bu kitaplar 46.000 sayfa ve 31.500 resimden oluşmaktadır.
Bunların 7.000 sayfa ve 6.000 resimlik bölümü Evrim Teorisinin çöküşünü konu almaktadır.
Adnan Oktar'ın, Harun Yahya müstear ismi ile kaleme aldığı kitaplara ve bunlardan yararlanılarak hazırlanan
belgesellere, www.harunyahya.org, www.harunyahya.net ve www.harunyahya.com adreslerinden ücretsiz olarak ulaşabilir veya bunları Global Yayıncılık'ın 0212 444 444 1 no’lu telefonundan temin edebilirsiniz.

mesajkutusu.blogspot.com
Sitemiz kez ziyaret edilmiştir