DARWİNİZM 2007 YILI İTİBARİYLE ÇÖKMÜŞTÜR. HAYIRLI OLSUN

Bir internet sitesindeki yazıyı aktarıyorum.

Darwinizm’i savunan, soyumuz maymun diyen vatandaşlarıma gülmekten katılarak şu bilgileri aktarmak istiyorum.
Yahu daha fazla rezil olmayın ayıptır ayıp!
BUNLARI SÖYLEYEN, SİZİN GÜYA BEĞENMEDİĞİNİZ HARUN YAHYA, ZART, ZURT, FALAN İLAHİYATÇI, FİLAN İLAHİYATÇI DEĞİL, GERÇEK BİLİM ADAMLARI! ÜNİVERSİTE OLARAKTA HARRAN DEĞİL, HARVARD ÜNİVERSİTESİ!
HAYDİ, BUNLARA DA BİRŞEY UYDURUN BAKALIM!
Alın size birincisi:
Bir zamanlar Evrimi savunan ve bir zamanlar ateist bir felsefeci Olan Malcolm Muggeridge şöyle itiraf etmektedir:
Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uygulandığı alanlarda,
Geleceğin tarih kitaplarındaki en büyük espri malzemelerinden Biri olacağına ikna oldum. Gelecek kuşak, bu Kadar çürük ve belirsiz bir hipotezin inanılmaz bir saflıkla Kabul edilmesini hayretle karşılayacaktır. (Malcolm Muggeridge,The End of Christendom, Grand Rapids: Eerdmans,1980, s43)
———————————————–
Alın size ikincisi:
Harvard Üniversitesi paleontologlarından Stephen Jay Gould, kendisi de Bir evrimci olmasına karşın, Darwinist teorinin içine girdiği bu Çıkmazı şöyle açıklar:
Eğer birbiri ile paralel bir biçimde yaşayan üç farklı hominid
(insanımsı) çizgisi varsa, o halde bizim soy ağacımıza ne oldu?
Açıktır ki bunların biri diğerinden gelmiş olamaz. Dahası, biri diğeriyle karşılaştırıldığında evrimsel bir gelişme Trendi göstermemektedirler. (S. J. Gould, Natural History, c. 85,
1976, s. 30)
———————————————-
Alın size üçüncüsü:
Evrimciler “Australopithecus > Homo habilis > Homo erectus > Homo sapiens” sıralamasını yazarken, bu türlerin her birinin, bir sonrakinin atası olduğu izlenimini verirler.
Oysa paleoantropologların son bulguları, Australopithecus, Homo habilis ve Homo erectus’un dünyanın farklı bölgelerinde aynı dönemlerde yaşadıklarını göstermektedir. (Alan Walker, Science, c. 207,1980, s. 1103; A. J. Kelso, Physical Antropology, 1. baskÝ, New York: J. B.
Lipincott Co., 1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, c. 3, Cambridge:
Cambridge University Press, 1971, s. 272)
Alın size dördüncüsü:
Evrimciler, insanların sözde ilk maymunsu atalarına “güney maymunu” anlamına gelen “Australopithecus” ismini verirler.
Bu canlılar gerçekte soyu tükenmiş bir maymun türünden
Başka bir şey değildir. Lord Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard gibi İngiltere ve ABD’den dünyaca ünlü iki anatomistin Australopithecus örnekleri üzerinde yaptıkları çok geniş kapsamlı çalışmalar, bu canlıların sadece soyu tükenmiş bir maymun türüne ait olduklarını ve insanlarla hiç bir benzerlik taşımadıkların göstermiştir. (Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York:
Toplinger Publications, 1970, ss. 75-94; Charles E. Oxnard, “The Place of
Australopithecines in Human Evolution: Grounds for Doubt”, Nature, c. 258,s. 389)
———————————————
Alın size beşincisi:
Ünlü evrimci biyolog Douglas Futuyma tarafından da kabul edilir ve şöyle itiraf eder: Yaratılış ve evrim, yaşayan canlıların kökeni hakkında yapılabilecek yegâne iki açıklamadır. Canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da böyle olmamıştır. Eğer böyle olmadıysa, bir değişim süreci sayesinde kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmiş olmalıdırlar. Ama eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmadılarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir. (Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New
York: Pantheon Books, 1983. s. 197)
Alın size altıncısı:
Ünlü ingiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir
Evrimci olmasına karşın bu gerçeği şöyle itiraf eder:
Sorunumuz şudur: Fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde, Türler ya da sınıflar seviyesinde olsun, sürekli olarak Aynı gerçekle karşılaşırız; kademeli evrimle gelişen değil, Aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz. (Derek A. Ager, “The Nature of the Fossil Record”, Proceedings of the British Geological Association, c. 87,1976, s. 133)
Alın bir tane daha:
Amerikalı kimyacı Stanley Miller, ilkel dünya atmosferinde
Olduğunu iddia ettiği gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve bu karışıma enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi. O yıllarda evrim adına önemli bir aşama gibi tanıtılan bu deneyin geçerli olmadığı ve deneyde kullanılan atmosferin gerçek dünya koşullarından çok farklı olduğu, ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı. (”New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life”, Bulletin of the American Meteorological Society, c. 63, Kasım 1982, s.
1328–1330.)
Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller’in kendisi de kullandığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. (StanleyMiller, Molecular Evolution of Life:Current Status of the Prebiotic Synthesis of Small Molecules,1986, s. 7)
SON YAPILAN ARAŞTIRMALARDA BÖYLE BİR TEORİNİN OLABİLME OLASILIĞININ KALMADIĞI, BU TEORİNİN BİR HAYAL ÜRÜNÜ OLDUĞU VURGULANDI.
ANCAK BAZI BİLİM ADAMLARININ HALEN BU TEORİYİ DESTEKLEMESİ ‘’GURURLARINA YEDİREMEME’’ PSİKOLOJİSİ OLARAK OLDUĞU, GURUR YAPTIKLARINDAN DOLAYI İTİRAF EDEMEDİKLERİ SÖYLENDİ.
DAHA ÇOK VARDA BU KADAR YETER. ÜSTELİK BUNLAR DARWİNİZMİ SAVUNUYORDU. BAKTILAR Kİ REZİL OLACAĞIZ, BÖYLE BİRŞEY OLAMAZ, KARAR DEĞİŞTİLER. EĞER YETMEZSE DEVAMINI DA GETİRİRİM.
EVET, DARWİNİ SAVUNAN VATANDAŞLARIM, BU ADAMLARDA MI ZIRVALADI, YOKSA SİZ Mİ ZIRVALIYORSUNUZ.
DARWİNİZM 2007 YILI İTİBARİYLE ÇÖKMÜŞTÜR. HAYIRLI OLSUN!
KAYNAK:GOOGLE,HARUN YAHYA VE EKİBİNDEN ALLAH RAZI OLSUN