Milli hedefler - M. Necati Özfatura - Türkiye 6 Ocak 2007

Her milletin ve devletin milli hedefleri onun en ön sırada yer alan temellerindendir. Milli hedeflerinden yoksun olan milletler ve devletler (siyasi-ekonomik-kültürel) depremler karşısında son derece büyük yaralar alır. Milli hedefler uzun, orta ve kısa vadeli olarak tespit edilmelidir. Milli hedefler gibi ülkenin dış politikası da (uzun-orta-kısa) vadeli olarak tayin olunmalıdır. Maalesef dünya ülkeleri arasında (uzun-orta-kısa) vadeli milli hedefleri, stratejisi ve dış politikası olmayan tek ülkeyiz. Ülkenin politikacıları, bilim adamları, yazarları, aydınları ve her türlü sivil kuruluşları bu meseleyi çözmelidir.
Büyük hayalleri olmayan ülkeler asla büyük ülke değildir. “Kutup yıldızına ulaşılamaz. Ama ona bakarak istikamet tayin edilir.” Milli hedefler, milli ve manevi değerler milleti birleştiren manevi çimontadır. Devamlılık Allahü teâlâya aittir. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarihteki 16 büyük Türk İmparatorluğunu simgeler. Küçük Türk devletlerinin ve beyliklerinin sayısı ise yüzlercedir. Ancak şu anda hepsi tarihin sayfaları arasındadır.
16 Büyük Türk İmparatorluğu:
1- Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. 204-M.S. 216
2- Batı Hun İmparatorluğu M.S. 48-216
3- Avrupa Hun İmparatorluğu M.S. 375-469
4- Ak Hun İmparatorluğu M.S. 420-552
5- Göktürk İmparatorluğu M.S. 552-745
6- Avar İmparatorluğu M.S. 565-835
7- Hazar İmparatorluğu M.S. 651-983
8- Uygur Devleti M.S. 745-1368
9- Karahanlılar M.S. 940-1040
10- Gazneliler M.S. 962-1183
11- Büyük Selçuklu İmparatorluğu M.S. 1040-1157
12- Harezmşahlar M.S. 1097-1231
13- Altınordu Devleti M.S. 1236-1502
14- Babür İmparatorluğu M.S. 1526-1858
15- Osmanlı İmparatorluğu 1299-1922
16- Türkiye Cumhuriyeti 1923-.....
Türkiye Cumhuriyetini yıkmak ve Türk Milletini bölmek için son derece hain tuzaklar hazırlanmaktadır. Bu çerçevede milli ve manevi dejenerasyon içindeyiz. Âdeta milli ve manevi değerlere, örf ve adetlere ve milli kültürümüze sahip olmak suçmuş gibi bir ortamda yaşamaktayız. Bu gidiş Endülüs’ün son yıllarına benzemektedir. Aklımızı kullanalım. Bu manevi erezyona dur diyelim.
Ahlaksız milletler yok olmaya mahkumdur. Osmanlının yükseliş yıllarında Ezan-ı şerif okununca çarşı esnafı (kuyumcular dahil) dükkan kapısını kapamadan camiye (cemaate) giderdi, bir de şimdiye bakalım!..
Bir anlık tefekküre dalınız. Geçmiş ile bugünü mukayese ediniz.
“Her hikmetin başı Allahü teâlâ korkusudur” unutmayalım!..