Dünya Evrimi Sorguluyor... Yaratılış Atlası "The Economist" dergisinde




The Economist Dergisinin geçen haftaki sayısında, tüm dünyada hızla artan yaratılışçı çalışmalardan, bu konuda dünya çapında en aktif ve etkili çalışmalar yapan, ünlü fikir adamı Adnan Oktar (Harun Yahya)'dan bahsediliyor.19 yüzyılda, amatör biyolog Charles Darwin tarafından, bir teori olarak ortaya atılan "Evrim Teorisi", bunca yıldır gerçekmiş gibi kabul edilen dünya toplumları tarafından, tekrar sorgulanıyor.Bilim ve teknolojideki ilerleme ve yeni keşifler, evrim teorisinin ortaya koyduğu tezleri çürütmekte kalmayıp, tüm canlıları bir Yaratıcı'nın yarattığını ortaya koymakta...Önyargısız ve tarafsız olarak, bu konu hakkındaki bilimsel delilleri gören her aklıselim insanın, evrim teorisinin sadece bir safsata oldugunu anlaması kaçınılmaz.Darwinizm, bilimsel bir gerçek değil, insanları materyalizme, ırkçılığa ve teröre sürükleyen, yanlış bir ideolojidir.

DARWİNİZM, TÜRKLÜĞÜN, TÜRK ALEMİNİN VE MAZLUM MİLLETLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANIDIR

Bu tam sayfa ilan aşağıdaki gazetelerde yayınlanmıştır:

Milli Gazete 22 Nisan Pazar

..........................

DARWİNİZM, TÜRKLÜĞÜN, TÜRK ALEMİNİN VE MAZLUM MİLLETLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANIDIR
Mazlum milletleri yok etmek Avrupa’nın gizli ve sinsi devlet felsefesidir. Her iki dünya savaşı da aslında sömürü savaşlarıdır. Asya’da yaşayan toplumları aşağı ırklar olarak gören bu zihniyet, sömürünün, vahşetin bilimsel kılıfı olarak 150 yıldan bu yana Darwinizm’i kullanmaktadır. Kendi ülkelerinin vatandaşlarını bile “üstün ve seçkin olduklarına” inandıran emperyalist güçler, dur durak bilmeksizin mazlum milletleri sindirme, sömürme ve yok etmeye çalışmaktadırlar.
Türkiye, tarihten gelen mirası ve Türk Milleti’nin üstün meziyetleri sebebiyle Türk-İslam Aleminin ve mazlum milletlerin koruyucusu ve lideri olarak ortaya çıkacaktır. Türkiye, Büyük Türkiye olmalıdır. Üç kıtada yaşayan Müslüman toplumlar bunu beklemektedirler. Yüzyıllar boyunca dünyaya nizam vermiş, döneminin süper gücü olmuş, yüksek bir medeniyet kurmuş, halkını barış ve huzur içinde yaşatmış, adalet dağıtmış büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısı olan büyük Türk Milleti -Allah’ın izniyle- 21. yüzyıla damgasını vuracaktır
Evrim teorisini ortaya atan Charles Darwin, canlıların ve insanların gelişimini yaşam mücadelesi kavramına dayandırmıştır. Ona göre, doğada acımasız bir yaşam mücadelesi, daimi bir çatışma vardır. Darwin, bu çatışmanın insan ırkları arasında da geçerli olduğunu öne sürmüş ve çatışmanın geri ırkları eleyerek medeniyetin gelişmesine katkıda bulunacağını iddia etmiştir.
Darwin’in oğlu tarafından derlenen “Chales Darwin’in Hayatı ve Mektupları” isimli kitapta Darwin’in, Türk Milleti hakkındaki sözleri şu şekilde yer almaktadır:
“Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve halen de sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim. Düşünün ki, çok değil birkaç yüzyıl önce AVRUPA, TÜRKLER TARAFINDAN İŞGAL EDİLDİĞİNDE, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı; ama artık bugün bu fikir bize ne kadar gülünç geliyor.
Avrupa ırkları olarak bilinen daha medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türkleri tam bir yenilgiye uğratmışlardır. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, ÇOK SAYIDAKİ DAHA AŞAĞI IRKLARIN ÇOĞUNUN MEDENİLEŞMİŞ DAHA YÜKSEK IRKLAR TARAFINDAN ELİMİNE EDİLECEĞİNİ (YOK EDİLECEĞİNİ) GÖRÜYORUM." (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Vol. I, 1888. New York: D. Appleton and Company, s. 285-286)

Bu satırlarda Türk Milleti için söylenen sözlerin birer hezeyan oldukları, fanatikçe bir nefretin ve Türklük hakkındaki derin bir cehaletin ürünü oldukları açıktır. Darwin'in bu sözlerini detaylı olarak analiz ederek, amacını cümle cümle inceleyelim:

“Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve halen de sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim...”

Darwin burada insanlığın ırklar arasındaki savaş ve mücadele ile geliştiğini öne sürmektedir. Bu, 19. yüzyıl emperyalizminin temel fikri dayanağını teşkil eden koyu ırkçı bir görüştür.
“... Düşünün ki, çok değil birkaç yüzyıl önce Avrupa, Türkler tarafından işgal edildiğinde, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı; ama artık bugün bu fikir bize ne kadar gülünç geliyor...”

Darwin’in burada Türk Milleti için kullandığı işgal kavramı tarihsel olarak yanlıştır ve aslında Türkler’e duyduğu kinin bir ifadesidir. Çünkü Türk Milleti Balkan topraklarındaki halklara büyük saygı ve hoşgörü göstermiş, Balkanlar'ın dört bir yanını imar etmiş, kalkındırmış, geliştirmiştir. Bölgede çok sayıda kervansaray, hamam, köprü, cami, kütüphane, aşevi inşa edilmiştir ve bunların üstün bir kültürün ürünü oldukları bugün herkesçe kabul edilmektedir. Darwin’in bu ifadelerdeki amacı ise, Türk Milleti'ni "barbar" bir toplum olarak gösterebilmektir.

“... Avrupa ırkları olarak bilinen daha medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türkleri tam bir yenilgiye uğratmışlardır...”

Darwin Avrupalı ırkları "medeni ırklar" olarak tanımlayarak klasik ırkçı bakış açısını tekrarlamaktadır.

“... Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, çok sayıdaki daha aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş daha yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini (yok edileceğini) görüyorum...”

Darwin, en önemli mesajını—ve hezeyanını—bu cümlesinde sergilemektedir. Söyledikleri açıktır: Türk Milleti'nin yakında Avrupalılar tarafından yok edileceğini öne sürmektedir. Bu işi gerçekleştirmesini umduğu Avrupalıları "medenileşmiş yüksek ırklar" olarak tarif etmekte, Türk Milleti'ne de kendince "aşağı ırk" yakıştırması yapmaktadır.

TÜRK MİLLETİ’NİN VE TÜM MAZLUM MİLLETLERİN YOK EDİLME PLANLARI

Darwin, İnsanın Türeyişi isimli kitabında da aynı hezeyanlarını sürdürmekte, aşağı ve vahşi olarak tanımladığı ırkların, medeni ırklar tarafından ortadan kaldırılacağını ifade etmektedir:
“Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte, medeni insan ırkları, vahşi ırkları yeryüzünden tamamen silecek ve onların yerine geçecek. Aynı zamanda İNSANSI MAYMUNLAR da kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek.” (Charles Darwin, Descent of Man, Chapter 6, 1871)
Darwin, yukarıda yer verdiğimiz fikirlerinde ismini geçirdiği tek millet Türk Milleti’dir. Darwin, aşağı ve vahşi sıfatlarını, insansı maymunlar tanımlamasını özellikle Türk Milleti için kullanmaktadır. Darwin'in bu görüşleri, o dönemde Osmanlı’ya karşı devam eden yoğun propaganda kampanyalarına büyük bir destek sağlamış, Türk düşmanları Darwin'in hezeyanlarından güç bulmuşlardır.
Dönemin en güçlü isimlerinden Churchill, Savaş Bakanı olduğu dönemde, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne hitaben yazdığı bir mektubunda Türk Milleti’ni kastederek "MEDENİ OLAMAYAN BARBAR KABİLELERE KARŞI ZEHİRLİ GAZ KULLANABİLİRİZ” telkinininde bulunmuştur. Çıkış noktası Darwin’in fikirleri olan bu ve benzeri emirler sonucunda Çanakkale Savaşı’nda Türk ordusuna karşı zehirli gaz kullanılmıştır. (Bu insanlık dışı uygulama, Osmanlı arşivlerindeki belgelerle de sabittir.) Aynı dönemin Sömürgeler Bakanı Lord Gladstone’un “Türkler MAYMUNLA İNSAN ARASI medeniyet yıkıcı barbarlardır... Türkler, insanlığın insan olmayan numuneleridir” ifadesi ise Darwin’in bilimsellik kisvesi altındaki hezeyanlarından birebir alıntıdır ve Osmanlı üzerinde oynanan oyunlarda bu temel zihniyetin büyük bir rolü olmuştur.

Darwin’in ve onun takipçilerinin ifadelerinden anlaşılacağı gibi hedef, Türk Milleti’ni sadrece sindirmek, sürmek veya izole etmek değil, doğrudan ve kesin olarak -tüm mazlum milletlerle birlikte- ortadan kaldırmak, yok etmektir. İnsansı maymunlar olarak nitelendirdikleri bu milletlerin vatanlarına sahip olmak, bunun için kitle katliamından iç savaşlara kadar her yöntemi kullanmak Darwinist-emperyalist planın parçalarıdır. 19. yüzyılda emperyalizm tarafından körüklenen, ve o zamandan bu yana, çeşitli çevreler tarafından ısrarla ayakta tutulan "Türk düşmanlığı" akımının arkasında Darwinizm'in olduğu artık şüphe götürmez bir gerçektir. Bugün Türkiye’yi, AB’ye layık görmeyen zihniyet de aynı Darwinist görüşlerden kaynaklanmaktadır.
Darwin’in, Türk Milleti hakkındaki hazeyanlarının yer aldığı “Charles Darwin’in Hayatı ve Mektupları” isimli kitabının giriş sayfası. Kitap Darwin’in oğlu Francis Darwin tarafından hazırlanmıştır.

Churchill’in “Türklerin, insanla maymun arası barbarlar olduğu” benzeri Darwinist görüşleri benimsediği ve bu sebeple Türkler üzerinde zehirli gaz kullanılma talimatı verdiği ortaya çıkmıştır.

EVRİMCİLERİN GİZLEMEYE ÇALIŞTIKLARI KİTAPTAKİ İZAHLARIN ORİJİNAL BİREBİR ALINTILARI

Evrimciler, Darwin’in Türk düşmanlığı ve ırkçılık ile ilgili sözlerinin orijinal kitapta olmadığını, tercümelerin çarpıtıldığını iddia etmektedir.

“Charles Darwin’in Hayatı ve Mektupları” isimli kitaptan ilgili yerlerin orijinalleri aşağıda verilmiştir. Türkçe tercümeleri ise yanda bulunmaktadır.
Darwinistler gerçekleri örtbas etmek için boş yere uğraşmaktadırlar. Çünkü biraz İngilizcesi olan bile görecektir ki metinlerin Türkçe tercümesinde herhangi bir değiştirme veya çarpıtma sözkonusu değildir.

"I could show fight on natural selection having done and doing more for the progress of civilization than you seem inclined to admit. Remember what risk the nations of Europe ran, not so many centuries ago, of being overwhelmed by the Turks, and how ridiculous such an idea now is!
The more civilized so-called Caucasian races have beaten the Turkish hollow in the struggle for existence. Looking to the world at no very distant date, what an endless number of the lower races will have been eliminated by the higher civilized races throughout the world." (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Vol. I, 1888. New York: D. Appleton and Company, s. 285-286)
At some future period, not very distant as measured by centuries, the civilised races of man will almost certainly exterminate, and replace, the savage races throughout the world. At the same time the anthropomorphous apes will no doubt be exterminated. The break between man and his nearest allies will then be wider… (Charles Darwin, Descent of Man, Chapter 6, 1871)

EMPERYALİZMİN EN ETKİN SİLAHI: DARWINİZM

Darwinizm, dünya emperyalizminin kullandığı bir silahtır. Emperyalist ülkeler, işgal etmek ve boyunduruk altına almak istedikleri ülkelerde “5. kol faaliyeti” olarak manevi gücü kırmaya çaba harcarlar. Bu faaliyette Darwinizm başrolü oynar. Çünkü Darwinist öğretileri benimseyen toplumlar, emperyalist devletlerin kolayca hakimiyetine girerler.
Osmanlı, son döneminde okullara sokulan Darwinist fikirler neticesinde kimliğini kaybetmiştir. Toplumu birarada tutan manevi değerlerden yoksun bir yönetici kadrosu ile de çöküşe gitmiştir.
Emperyalistler Darwinist öğretileri, “toplumları kamplara ayırıp çatıştırmak” için kullanırlar. Dünyanın pek çok ülkesindeki faşist-komünist kamplaşmaları, “çatışmanın doğanın sözde bir yasası olduğunu” iddia eden Darwinist telkinlerin ürünüdür. Bu telkinler, gelişme ve ilerlemenin şartıymış gibi gösterilmektedir. Milyonlarca insanın hayatına mal olan, Darwinizm'in "yaşamın sözde bir mücadele alanı" olduğu, "ilerlemenin çatışmayla" gerçekleşeceği yalanları, emperyalizmi de güçlendirmektedir.
Darwinist yöntemlerle maneviyattan uzaklaştırılarak kutuplara ayrılan ve güçsüz hale getirilen Müslüman ülkelerin, emperyalist güçlerin güdümüne girmeleri de kaçınılmazdır. Nitekim Sovyetler Birliği döneminde Müslüman Türk devletlerinin uzun yıllar Darwinist-Komünist esaretin altında kaldığı gerçeği de unutulmamalıdır.
Vahşi Kapitalizm, Komünizm ve Faşizmin “görünmez gizli gücü” Masonlar ise, ideolojilerini destekleyen Darwinizm’i, kendi yayınlarında şöyle savunurlar:
“Bugün, artık en uygar ülkelerden, en geri kalmışlarına kadar tek geçerli bilimsel kuram Darwin'in ve onun yolunu izleyenlerinkidir.” (Mimar Sinan 1980, sayı: 38, s. 18)

ÜSTÜNLÜK SADECE TAKVA İLEDİR...

Allah Katındaki tek üstünlük insanın takvası, yani nefsini her türlü günah ve isyandan, bozulma ve sapmalardan koruması ve bundan kaynaklanan üstün ahlakıdır. Takva dışında hiçbir insanın başka hiçbir insan üzerinde, herhangi bir özelliğinden dolayı üstünlüğü olamaz. Allah bunu bir ayetinde şöyle bildirir:
"Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat Suresi, 13)
Türk milleti sahip olduğu üstün İslam ahlakı ile tarih boyunca tüm insanlığa örnek bir toplum ve adil bir yönetici olmuştur. İşte bu yüzden Darwinistler, Türk insanını ideolojileri karşısındaki en büyük tehlike olarak görmekte ve her toplumdan daha çok hedef olarak göstermektedirler.

FRANSADA YARATILIŞ MÜZESİ






Fransa’da Yaratılış Sergisine Büyük İlgi

Harun Yahya’nın Fransa’da deprem etkisi yapan Yaratılış Atlas’ından sonra Paris’in merkezinde Fosil Sergisi düzenlendi.

15 Nisan Pazar günü Paris’te Palais Des Congres Marcel Dufriche’de yaklaşık 2500 kişinin gezdiği sergide, yüz milyonlarca yıllık orijinal fosiller sergilendi. Yaratılışın delili olan fosiller, milyonlarca yıldır canlıların hiçbir değişim geçirmediğini ve varoldukları ilk günden beri aynı özelliklerde olduklarını yani yaratıldıklarını bir kez daha ispatladı.

Sergide en çok 73 milyon yıllık aslan kafatası, 42 milyon yıllık kurt kafatası, 125 milyon yıllık cırcır böceği fosilleri dikkat çekti.

Üniversite öğrencilerinin büyük ilgi gösterdiği Yaratılış Sergisinin, özellikle üniversite ve kültür merkezlerinde tekrarlanması yönünde büyük ilgi olduğu yetkililer tarafından dile getirildi.