İman Canlılık ve Bereket Getirir

Kuran ahlakını yaşayan bir Müslüman çalışkandır, şevklidir, canlıdır, fedakardır. Bir mümin tüm hayatını Allah (cc)’ın rızasını kazanabilmek için düzenlediğinden her an hareket halindedir, hep fayda getiren işler içinde olur. Müminlerin bulunduğu ortamlar da çok bereketli olur, akıllı oldukları için işler çok kolay halledilir. Allah (cc) müminlere hayatları boyunca gösterdikleri bu şevklerinden ve samimi çabalarından dolayı hem zihin açıklığı ve hem de beden gücü nasip eder.

Samimi iman sahibi bir insan Allah (cc)’ın rızasını gördüğü her işe hemen yönelir ve bunda kesinlikle bir erteleme yapmaz. Rahatının peşinde olmaz, dünyanın kısa olduğunu bilir. Burada gösterdiği gayretin, verdiği emeğin kendisini ahirette Allah (cc)’ın rızasına, rahmetine ve cennetine ulaştırmasına vesile olacağını umar. Allah (cc) bir ayetinde müminlerin bu ahlakının üstünlüğünü şöyle haber vermiştir:

"Kim de ahireti ister ve bir mümin olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır." (İsra Suresi, 19)

İnsanlar sürekli olarak, beden ve zihin gücünü artırabilmenin yollarını ararlar. Bunun için türlü önlemler alır, farklı yöntemler denerler ancak yine de ömürlerinin sonuna kadar kendilerine bu kesintisiz gücü kazandıracak yolu bulamazlar. Çünkü bir insanı gerçek anlamda ömrünün sonuna kadar canlı, şevkli, dinç, şuuru açık ve teyakkuz halinde tutacak olan ancak imanıdır. İman sahipleri sürekli olarak Yüce Rabbimiz’in rızasını kazanma amacıyla hareket ettikleri için, bu onları durgunluktan, boş işlerden kesin olarak uzaklaştırır. Sahip olduğu Allah (cc) korkusu ve sevgisi, onu sürekli hayırlı işlerin takipçisi yapar ve ona sürekli olarak hayırlarda yarışan bir ahlak kazandırır.

Değerli İslam büyüklerinden Mehmet Zait Kotku Hazretleri müminlerin dünyada kendilerine verilen süreyi nasıl bir dikkatle ve şuurla geçirmeleri gerektiğini anlatmaktadır:

Ey aziz kardeşim, çok uyanık ve müteyakkız olmak gerekir. Nefesleri boşa geçirme, hevây-ı hevesini kapılma. Bir gün vade gelip de Haydi gel denilince, artık durmak mümkün değildir. Sonra bu hayatın mesuliyet sorguları var. Sakın bunlara inanmamazlık etme. (Mehmet Zait Kotku, T. Ahlak, 5/164)

Yüce Rabbimiz müminleri, Allah (cc)’ın rızasını kazanma amacıyla yaptıkları işlerde başarılı kılar. Ancak iman sahipleri Allah (cc) Katında, yapılan işin sonucundansa, sarfedilen samimi çabanın güzel bir karşılık alacağını bilirler. Bu gerçeği bilmenin tevekkülü ile her an bitmek bilmeyen bir şevk ve dikkatle hayırlarda yarışırlar. İşte Müslümanların şevklerinin kaynağı, Rabbimiz’e olan bu samimi iman, teslimiyet, güven ve tevekkülleridir.

Bu makale, Önce Vatan gazetesinde 12 Eylül 2007 tarihinde yayınlanmıştır.

http://www.harunyahya.net/V2/Lang/tr/Pg/WorkDetail/Number/8442